E-Dergi

sivri dili canından etmiş ama benim divan edebiyatı adına en sevdiğim şair. o yenilir yutulur cinsten olmayan hicivleriyle üne kavuşmuş ama yine o hicivleri sonunu getirmiş. bir insan eleştirilerini ancak bu kadar zehir gibi yapabilirdi zaten... teşekkürler...

evet, Nâbi'nin muhteşem eseri, yüzyıllar aşıp geldikten sonra üstadın kalemiyle elimizde... divan eserlerini "bir bilene" danışmadan okumak çok zor. düşünülen basit manaların altında o kadar ince manalar var ki... benim yol göstericim her zaman İskender Pala olmuştur divan yolunda. teşkkürler...

"bu kitabı oku asla pişman olmazsın..."
bir sene önce bir arkadaşım Grangé'in başka bir kitabı için söylemişti, taş meclisiydi galiba. saçmalık ötesi bir şeydi ve bunun da daha farklı olduğunu düşünmüyorum. bizim kültürümüzde faydacılık esastır, yani bir işi yaptım da ne kazandım? eğer bir şey kazandırmıyorsa -ki kazandırmayacaktır- o iş sadece vakit kaybıdır ki bir yıl önce de tam bunu hissettim. ama yine de benim vaktim çok, bir şey kazanıp kazanmamam da hiç önemli değil, ben böyle korkup paramla rezil olurum diyorsanız yine de siz bilirsiniz. sonuçta gerçekten sürükleyici kitaplar ama içleri boş maalesef.
teşekkürler...

okunacağından emin olamıyorum ama yine de söylemeden geçmek istemiyorum.
evet arkadaşlar, 8 saat uyuyanlar sadece aptallar değildir.mantığı tersten işletelim: o zaman 8 saatten az uyuyan hiçbir insan aptal olmayacaktır ki, hiç mantıklı değil.
uyku insan hayatında gerçekten önemli bir yer tutar. uyku sırasında metabolizma yavaşlar, hücreler yenilenir. zihnimiz de vücudumuz da dinlenir. burada kastettiğim ne kadar çok uyursak o kadar çok dinleniriz değil. elbette ayarında tutmak lazım ama 8 saat uyuyan bir insanı aptallıkla itham etmek bence doğru değil. empati kuramamış yazarımız. gerçekten, mesela ben öğrenciyim, ne kadar yorulabilirim? ama diğer yande çok yoğun çalışmak zorunda kalanlar var. ayrıca insanın uyanık kalmasının zararlı olduğu saatler vardır. uyumasının zararlı olduğu saatler gibi. örneğin gece belli bir saatten sonra stres hormonları salgılanır ve insanın o saatte uyanık olması ona ciddi zarar verir. yani mesele aslında ne kadar uyuduğumuzdan çok, ne zaman uyuduğumuzda.
yazarın kitaplarında kullandığı cümle çok ilgi çekici: "dünyanın en akıllı insanı"... böyle bir tevazu yoksunluğu zaten kitabın ne kadar da okunulması gereken bir kitap olduğunu hemen gösteriyor. sekiz saat uyuyan aptallar bile anlar. gerçekten de 8 saatten az uyumanın kendilerine zeka noktasında bir şeyler kazandıracağını düşünselerdi aptallar zaten bu konuda bir şeyler yaparlardı. yine de teşekkürler sayın Erdal Demirkıran. yorumlardan anladığım kadarıyla bazı arkadaşlara faydası dokunmuş.
saygılarımla...

osmanlı tarihi açısından en yetkin yazarlarımızdan biri. daha önceki kitaplarında bilmediğimiz bir çok yönüyle osmanlı'yı bize tekrardan tanıtan üstada teşekkürlerimi ve saygılarımı sunarım...