Acı bir gerçeğin ardından gözü, gönlü yaşlı bir babanın kaleminden çıkmış bu kitabı, Merhume kızı Münevver adına yapılacak Okul için bir tuğla da benden olsun diye aldım ve okudum.
Aslında edebi bir eser olması beklenemezdi bağrı yanık bir babanın kaleminden çıkanlar, ama yine de bir çırpıda okudum(2 Günde), çok duygusal ve akıcı geldi, olayların gelişimi merak saiki tabii.
Ancak aldığım bir ders: İnsanların sosyal çevreleri özellikle gençler için önemli, Eskiden Türk Filmleri vardı Zengin kız Fakir oğlan veya Fakir kız zengin oğlan, öyle duygusal ve öyle güzeldi ki çeşitli badirelerden sonra hep sonu MUTLU biterdi. Bunlar ancak filmlerde olurdu, çünkü şimdi ki dizileri görüyoruz, insanlar ne kadar hile ve desiselerle, türlü dalaverelerle ön planda görünen sevgiyi, aşkı kullanarak ne biçim gaddarlık, vahşilik, riyakarlık afedersiniz Adilik diz boyu... görüyoruz...!
Haddim olmayarak gençlere sesleniyorum, lütfen kendi sosyal çevrenize uygun kişilerle dostluğunuzu paylaşın, özellikle zenginlerle arkadaşlığa özenmeyin ne olur, onlar bir şekilde kendilerini kurtarır ama olan sizin hayatınıza olur...
Herkes Süreyya Karabulut gibi olayların üzerine gidemez, hakkını arayamaz, kaybolur gider... Her ne kadar adamı ayıplasak da o kadar medyatik oldu diye ama içi yanmış bir baba ne yapabilir soruyorum size... gene de iyi dayanmış ve başarmış diyorum... Allah kimsenin sevdiklerini elinden almasın, hele böyle canice... vahşice... ALLAH hepimizi esirgesin. slm lar.