E-Dergi

Yusuf Fâhir Baba'nın açıkladıklarını değerlendirmek benim işim değil fakat Hz. Risâletpenâh'ın Türk olduğu fikrinden, Bektâşîliğin Ehl-i Sünnet bir tarikât olarak neş'et etmediğine kadar çeşitli iddiaları var. Yazılar Bektâşîlik hakkında temel bilgileri edinmenizi sağlıyor, magazinel bir boyutu olmasına rağmen. Fakat asıl eleştirmek istediğim konu, yayınevinin/editörün tavrı. Yusuf Fâhir Baba, eğer Şia akîdesine aykırı bir şey söylemişse, dipnot ekleyip bunu düzeltmeyi sağlıklı bulmuyorum. Editörler/çevirmenler anametne kendilerince açıklama yapmak için dâhil olurlar ki bunu da asgarî düzeyde tutmak gerekir. Yoksa Fâhir Baba'nın kendisi de İmam Ali'nin yanlış bir şey yaptığını söylerken masûmiyet fikrinin dışına çıktığını hesâb edebilecek biriydi, kezâ Şia akîdesince imâmetin nassla tâyin edildiğini de çok iyi bilirdi. Bu konularda dipnotla durumu açıklamaya çalışmak 'hoş' olmamış.

Oscar Wilde'ı okumaktan hep büyük bir keyif almışımdır. Bay W.H'nin portresi için de geçerli bu. Dorian Gray kapsamında olmasa bile, yetenekli bir kalemi okumanın bütün edebî zevkini tattırıyor size. Çeviri de gâyet başarılı olmuş, yadırgadığım hiçbir cümle olmadı.

"Bende-i evliyâ" Sâmiha Hanım'ın pek lezîz bir üslûpla yazmış olduğu, pek bediî bir romanı. "Aşk"ın, hubb-i şedîd'in mecâz-hakikî "gölge" ikiliğinde nasıl bir olduğunun, meczûblar, ârifler, âşıklar, sanatçılar, konaklar, dükkânlar arasında ince ince dokunup kâğıda dökülmüş hâli: Son Menzil.

Molla Câmî Hazretlerinin buyurdukları gibi, «Peygamber değildir, ama kitabı vardır.» Mesnevî-i Şerîf, okumayan, okunmaması tavsiye edilen, okuyunca insanların kafalarını karıştıran onlarca tasavvûfî eser arasında, avamdan havass'ül havasa, her insana söyleyebilecek bir şeyi olan bir kitap. Şefik Can Dede merhûm, gereken yerlerde dipnotlarda sunduğu açıklamalarla bizi bilinçlendirmeye devam etmiş üstelik. Mufassal bir Mesnevî şerhi olmasa da, gündelik hengâm arasında öyle bir okumaya fırsat bulamayanlar için en ideal Mesnevî baskısı. Hakk Teâlâ, Cemâb-ı Pîr-i Münîr-i Destgir Efendimiz'in ve Şefik Can Dede'nin himem-i âliyelerinden hissemend ü hisseyâb eylesin.

Cemil Meriç cumhuriyet tarihinde toplumumuzdan çıkmış ender fikir adamlarındandır. Fikir adamı olmanın getirdiği bütün ıstırapları göğüslemiş, düşünüyor olmasının bedelini her vesileyle ödemiş ama arkasında pek çok zafer nişanesi bırakarak, genç neslin irşadı gibi pek önemli bir görevi de eserleriyle sağlamıştır. Jurnal'in birinci cildinde fikirlerinin oluşumunu ve gün geçtikte geçirdiği tekamülü, insanlık ve medeniyet ekseninde basmakalıp düzene karşı çıkışını görüyoruz Cemil Meriç'in. Mutlaka okunmalı.