Toplam yorum: 3.253.626
Bu ayki yorum: 5.652
E-Dergi
Muhammet bülbül Tarafından Yapılan Yorumlar
Prof. Haluk Dursun Hoca'yı çok erken kaybettik. Onun bize anlatacağı çiçekler, şelaleler ile Boyabat'ın ve Hakkari'nin pirinci, Çukurca'nın balı gibi ülkemizin birbirinden değerli hazineleri vardı.
Haluk hoca İstanbul'a sonradan gelmiş olsa da o İstanbul'u yaşayan bir İstanbullu olmuştu. Nerede Bülbül dinlenir, nerede mehtaba çıkılır. Hangi çiçek nerede yetişir, hangi sebze, meyve nereden gelir? Çavuş üzümü, sakız enginar, kokulu çilekler hangi bahçede olur? Hangi su lezzetlidir, hangi tepenin manzarası güzeldir? Hangi balık ne zaman, nerede tutulur? İstanbul'un ilkbaharında, sonbaharında ne yapılır? Hangi ezan, hangi vakitte, hangi makamda okunur. Makam bilen iyi müezzinler hangi camideler? Gibi... İstanbul'da yaşarken günlük koşuşturmalar içinde gözden kaçan harikulade zenginlikleri keşfetmek için bu kitap her zaman çantada bir İstanbul rehberi olarak bulunmalıdır.
Muharrem Uçan tarafından günümüz Türkçesine çevrilen eser; düşünce tarihimizin önemli isimlerinden Yusuf Akçura'nın "Türklerin tarih boyunca Cermen ve Slav kavimlerle olan ilişkilerini ele aldığı" Türk Ocaklarında verdiği bir konferansın kitap haline getirilmiş şeklidir.
Akçura’nın tarih, siyaset ve milletlerarası ilişkiler üzerine yaptığı gözlemleri, özellikle Osmanlı sonrası Türk milliyetçiliğinin şekillenmesinde etkili olmuştur.
Kitap, siyasi, kültürel ve askeri etkileşimleri incelerken, tarih boyunca Türklerin Avrupa kavimleriyle olan çatışma ve iş birliklerini kronolojik ve analitik bir biçimde sunuyor.
Kitap tarih meraklıları kadar normal okuyucuya da hitap edecek bir tarzda hazırlanmış.
Bu eser, İslam dünyasında büyük öneme sahip hadislerin sadece anlam olarak değil, aynı zamanda dilbilgisel, edebi ve rivayet yönünden de derinlemesine incelendiği kıymetli bir çalışmadır. Arapça aslından çevrilen ve şerh edilen bu kitap, hadis ilmine meraklı olanların yanı sıra, Arap dili ve edebiyatı yönünden de zengin bir içeriğe sahiptir.
Kitap, Hz. Peygamber’in (sav) sünnetinden derlenmiş 40 hadis-i şerifi konu edinmekte ve bu hadislerin her biri detaylı biçimde ele alınmaktadır. Edebi sanatlar, dil çözümlemeleri ve hadis ravileri hakkında bilgilerle desteklenmiş şerhler, okuyucuya hem dini hem de ilmî bir derinlik kazandırmayı hedefliyor.
Hüseyin Nihal Atsız; bir kesimin Atsız Ata'sı, başka bir kesimin ırkçı, dinsiz(!) ama Kemalizm'e karşı dik duruşundan dolayı az da olsa muteber, başka bir kesim tarafından ise tamamen yok sayılmış bir isim. Peki bu insanlar Atsız'ı okuyup, derinlemesine inceleyip mi bu kanıya vardılar?
Milliyetçi camianın genç akademisyenlerinden M.Kaan Çalen'de "kendi hikayesini anlamak için" çıktığı yolda Hüseyin Nihal Atsız’ın düşünce dünyasında önemli bir yer tutan ırkçılık, milliyetçilik, Türkçülük gibi kavramlara dair eleştirel bir bakış sunuyor. Ancak yazar burada sadece yüzeysel bir eleştiri yapmakla kalmıyor, aynı zamanda Atsız'ın fikirlerinin tarihsel arka planını, ideolojik kökenlerini, entelektüel çerçevesini de sorguluyor. Ayrıca Atsız'ın düşüncesinde ki değişimleri de eserleri ve yakınlarına yazdığı mektuplar üzerinden inceliyor.
Eser akademik bir çalışma olsa da her seviye okuyucu tarafından okunup anlaşılabilecek şekilde hazırlanmış.
Yazarımız Nurettin Artam 1.Dünya Savaşı'nda yedek subay olarak görev yaparken Filistin cephesinde İngilizlere esir düşer. Malarya hastalığına yakalan yazarımız önce önce Kahire Abbasiye hastanesine iyileştikten sonra da Zekazik esir kampına götürülür.
Yazarımız kitapta esir düştüğü Suriye'den Mısır Çöllerine nasıl götürüldüğünü, kamplarda hayatta kalma mücadelelerini, sosyalleşme çabalarını, vatan hasretini anlatırken ayrıca Türk'ün ekmeğini yıllarca yiyenlerin Türk Milleti'nin zayıf anında nasıl dansöz gibi döndüklerini gözlemleyerek hatıratına eklemiş. Bu hatıratlarını ise esaret dönüşünde, 1924 yılında yayımlamış.
Gazetede tefrika olarak yayımlanan bu hatıratları Serkan Erdal toparlayıp, düzenleyerek kitap haline getirmiş.