Toplam yorum: 3.087.160
Bu ayki yorum: 6.847

E-Dergi

ilkay coşkun Tarafından Yapılan Yorumlar

26.01.2023

Yazarın, birebir yaşadığı anıların ve dokunduğu hayatların yanında, kendisinden başka ve önce vuku bulan, yüreğe dokunan yaşanmışlıklardan da alıntılar yapıldığını, yazılarda yer verildiğini görmekteyiz. Dernek, vakıf, meşk ortamı, köy, hastane gibi insanın hayat bulduğu birçok ortam, anılara mekânlık yapmıştır. Bu güzel ortamlarda muhabbetler tatlanıp şerbetlenmekte, sözler kavileşmekte, ülfet havalanmakta ve böylelikle gönüller ayaklanmakta, fırtına gibi yükselmektedir. Yazarın içerisinde yer etmiş göllenen geçmişin, yaşanmışlıkların izleriyle faş edilmektedir. Yaşamak daha çok dünyanın kahrını çekmekle eşdeğer değil midir? Akıp giden ömür ırmağından maşrapasını doldurma zamanıdır şimdi. Kaygıları artıran fazlalıklardan kurtulup insana iyi gelenin tercihi asıl olmalıdır. “İnsan kendi fıtratına ulaşırsa göğe de ulaşır” sözü boşuna söylenmemiştir. Duman yalımı düşlerce yolunu böylelikle almak geleceğe... Ölümün gülümseyeceği vakte kadar bir seyrüseferdir bu hayat.
21.01.2023

Yazar, şehirlerin ömürlerini devletlerin ömürlerinden hep daha fazla görür. Devletler yıkılsa da şehirler bir şekilde hayatiyetini sürdürürler ve bu şekilde ömürlerini daha uzun yaşarlar. Bahsi geçen bu kadim şehirlerin, yüzyıllar içinde zenginleşen bilgili ve bilgelik birikimleri, birlik içinde çokluk, çokluk içinde birlik anlayışıyla, benzerleri bütün şehirlere ışık olmaya devam edecektir. Kadim kültürümüzün ve değerlerimizin ışığında, Kızılelma'ya giden yolu Üstad Sezai Karakoç, tekraren göstermiştir adeta. “Dirilmiş bir geçmiş, aydınlık bir gelecek, altın bir şimdiki zaman” Bu güzergâh, bizlerin önünde güzel bir yol olacaktır.
19.01.2023

"Bozgun" romanı; Kaza, Suikast ve İtiraflar bölümlerinden oluşmaktadır. İlk bölüm, atölye çalışmaları şeklinde ilerlemektedir. İkinci bölüm daha çok metamorfoz olgusu üzerinden yol almakta, devamında nesnelerle eşyalarla kurulan bağla birlikte gazete, dergi çıkarma olayı üzerinden serüven devam etmektedir. İtiraflarla da "Duvarcılar Pasajı" metaforu işlenmekte ve bu konu üzerinden konu ele alınıp sonuca ulaşılmaktadır. Yazarın eserlerine ve edebi anlayışına bakışını yine yazarın kendi cümlelerinde görmekteyiz. "Ben okumayı Nietzsche ile başladım. Benim alfabemdir. Nietzsche... Bana söylenen şey, ne tuhaf yazıyorsun, konuşuyorsun, düşüncelerin ne garip gibi ifadeler oldu" (sayfa 123)
15.01.2023

Yazılanların, öznel bir ilişkiler ağında yol aldığını görmekteyiz. Bu anlatımlarda bir zamanın ve bir coğrafyanın ruhunu yansıttığı fikrini de uyandırmaktadır. Eserin kendisinden mündemiç olan, yer yer romantik duyarlılığı olan bölümlerde var elbette. Öğretmenlikten mülhem, duyarlı, sezgisel bütünlüğü olan öyküler desek yeridir. Var olması arzulanan güzel bir dünyanın izlerini de taşımaktadır. Yazılanların daha çok anılarla temellük ettiği hissi uyandırmaktadır. Öykücülerin geneline zuhur ettiği gibi toplumsal içerikli öyküler, burada da pragmatist bir çerçevede ele alınıp işlenmektedir bir taraftan. Yazar, bu yazdıkları güzel insanları kaybetme korkusunu bertaraf edebilmek için yazıyordur belki de kim bilir.
13.01.2023

Şair, suya sabuna dokunan çok farklı şiirleri okutuyor böylelikle bizlere. Şiirlerdeki bellek ve geri plandaki bilinçaltı, kendi kültürel kodlarını ve evrenini inşa etmektedir adeta. İslam medeniyetinin ve âlimlerinin, Roma gibi eski çağ medeniyetleriyle nasıl etkileşim yaşadıysa bu günde insanlığın ortak değerleri etkileşimde olmaktadır. Bu şiirlerde özellikle felsefe cihetiyle bir etkileşim ve sinerjinin kıvılcımları gözlere düşmektedir. Eskinin değerlerini bu güne nakşeden şair bu günün dervişi gibi halleşiyor. Şairin hal ve gönül ilişkisinin mukimliğini bu şiirlerle temaşa ediyoruz.