Kitabı açıp, objektif bir bakış açısıyla okumaya koyuldum. Kitap iki kısımdan oluşuyor. 1. kısım “Devlet” 2. ksıım “Cemaat” başlığı altında toplanmış.
Kendi hayatını anlatarak başladığı ilk kısıma(Devlet), yine kendi hayatından kesitler aktararak devam ediyor. Hayatından aktardığı kesitler de genelde ders çıkarmamızı istediği ve var olan pürüzleri yok etmek istediği kesitler. Çok geçmeden anlıyorum ki olay yaratan asıl şey 2.kısımda beni bekliyor(Cemaat)
2.ksıım’da (Cemaat) ilk başta okuyucuya kendi dini görüşünden, hiç bir ideolojiye bağlı olmadığından, herkesin kendi dinini kendisinin yaşaması gerektiğinden v.s bahsediyor. Sonra ilerleyen sayfalarda olayların içeriğine de girerek, analizler ve olası tespitler yapıyor. Yaptığı analizleri de mantık ilkelerine aykırı olmayacak şekilde belgeliyor (hepsini değil) ve Emniyet Teşkilatı‘nın Gülen cemaatinin kontrolü altında olduğu tezini ıspatlamaya çalışıyor. Dediğim gibi, siyasetle fazla ilgilenmem, bunun için bu bilgilerin doğruluğunu tartışacak siyasi bilgi kapasitesine sahip değilim.
Gelelim kitabın başlığına. Simon ne demektir? Neden Haliç’te yaşıyor bunlar?
Simon, pkk örgütüne mensup birisinin takma adı. Kitapta bahsedilen ve başlığa taşınan Simon ismi bir kişilik olmaktan çok, ideoloji uğruna kendisinin doğrusunu, yanlışını silip; ideolojinin doğru dediğine doğru, yanlış dediğine yanlış diyen bir mizaç aslında. Yani kendi doğrusu yanlışı olmayan bi’ insan burda kast edilen.
Haliçe gelince; bundan 20 sene evvel(sayıyı tam hatırlamıyorum) yazar Haliç‘ten arabasıyla geçerken inanılmaz tiksinç bi’ koku duyumsamış. Fakat etrafına baktığında bu kokudan tek rahatsız olanın kendisi olduğunu anlamış. Sonradan gerçeği ayrımsamış ki orada yaşayan insanlar bu kokuyu çoktan kanıksamışlar, rahatsız olmuyorlar. Kitapta bahsedilen ve başlığa taşınan Haliç ismi de yanlış olan düzeni ve buna alışmış insanları kast ediyor.
Lüsyen & Tarihe Gizlenmiş Bir Aşkın Hikayesi
Haliç'te Yaşayan Simonlar & Dün Devlet Bugün Cemaat
