E-Dergi

Bu kitaptaki testlerin bazıları, kişiliğiniz hakkında gerçeğe çok yakın tespitler yapmanıza yarıyor. Ama kitabın sonlarına doğru yer alan cinsellikle ilgili testlerden sonraki bölüm bence Türkiye'deki bir insanın kişiliğini betimlemeye yetebilecek niteliğe sahip değil. Son testlerin sonuçlarını gerçekçi bulamadım.

Bu kitabı değerlendirirken çok insafsız olmamak gerekiyor.İnsanlar değerlendirmelerinde en çok göze çarpan unsurları alıp daha geride bu unsurlara rağmen varolanları göremiyorlar bence. Evet, anlatılan dönemdeki yönetim insanları haksız yere sürgün ediyor ve bu ilk başta akla bir ülkenin adının karalanması gibi geliyor ama burada kaçırılan bir nokta var: Kitapta gizlice yerilen yönetimden öte yönetimdeki bozuk idareciler.. Bence, eserler incelenirken yazarların iyiniyetli oldukları düşünülerek bakılmalı.

Sadece tarih alanında değil diğer çoğu sosyal bilimler alanında söyledikleri benim için çok değerli olan Ortaylı'nın bu kitabında gençliğinde kaleme almaya başladığı bazı konuları aydınlatan makaleleri var. Bu makalelerin en önemli özelliklerinden birisi de günümüzde konuşulan bazı meselelerin kahve içme rahatlığı içinde değerlendirilmesi ve okuyucu bir bilgi deryası içinde yüzdürürken diğer yandan da verilen örneklerle elinden tutup sorunların çözüm sahiline ulaşmasıdır.. Bu kitabı okuyanlar özellikle Türkçe ve harf devrimi hakkında bazı kafaların dile getirdikleri ve karşılarında savunabileceğimiz pek fazla argüman olmadığına inandığımız sorulara cevap bulacaklar..

İnsan denen meçhul,hayata başka bir pencereden bakan bir insanın, insan denen varlığı tüm yönleri ile keşfetmeye çalışmasını anlatan bir kitap.. Gerçekten de günümüz bilimin parçacı yaklaşımı, insanı anlama noktasında birbiriyle mutlaka ilişki içinde olduğu bilinen ama bir türlü biraraya getirilemeyen bir bilgi yığını oluşturmaktan başka birşeye yaramıyor. Psikolojiyi biyolojiden, sosyolojiyi teknolojiden ayırıp incelemeye çalışan bir anlayış insana daha uzun süre meçhul gözüyle bakacaktır. Belki de kitapta bahsedildiği gibi ana birkaç konu üzerinden bir noktaya varmaya çalışmak daha mantıklı olur..

Kendi kendinize kaldığınız zamanların anısını tutsaydınız, aylar sonra elinizde Can Dündar'ın "Yarim Haziran"ı benzer bir kitap içeriği kadar döküman olurdu. Belki tek fark, ûslubunuzu Can Dündar kadar güzel ve estetik tutamamanız olurdu.. Bu kitap hayatı değil anları anlatıyor bana göre.. Tüme bakıp bir anı hayalinizde canlandırıyor ve içten b ir "Ahh.." çekiyorsunuz, geçmişe özlem ifade eden..