E-Dergi

romanı çok beğendim. 5 günde bitirdim. bir zamanlar insanların kaderinin padişahın iki dudağının arasında olduğunu adeta yaşatıyor kitap. kim bilir anlaşılamayıp da kafası uçurulan ya da sistem sayesinde biryerlere gelemeyen kaç dahi olmuştur diye düşünmekten kendimi alamadım, üzüldüm. kitabın sonlarına doğru alıştığımız bir çok karakter ölüyor. beni en çok sarsan ise çota nın ölümü oldu. çok sevdiğimiz bir karakterdi. takıyedin in rasathanesinin yıkılması da çok üzücü bir olaydı. fakat kurtarılan kitaplarına sevindiğini göremedik, unutulmuş mu çok üzerinde durulmamış mı bilmiyorum ama takıyeddin in kitaplarıyla yeniden buluşma sahnesini okumak isterdim. Eleştirenler olmuş ama, yazar kitabın arkasında tarihlerle oynadığını zaten yazmış. mihrimahı geç evlendirerek, rüstem paşayı geç öldürerek, vs kitaba renk katmış, olmasını istediği gibi yazmış. tarih kitabı değil ki zaten, roman. bunun dışında kanuni yi içki düşkünü gibi yansıttığını söyleyenler olmuş. sultan süleyman da böyle bişey hissedilmiyor, tam tersi, içki içilen ve satılan yerler kapatılıyor hatta çota rahatsızlandığında cihan rakı bulamayıp balaban dan yardım istiyor. balabandan da çok rahatsız olanlar olmuş belli. bu kadar rahatsız olduysanız roman sizi içine çekmiş, inanmışsınız demektir bu bir boyutu. şu insan ayırma kayırma bi bitmedi gitti bu da ikinci boyutu. romanda bile rahatsız oluyor insanlar nasıl iş. içki düşkünü olarak bahsedilen sultan selimdir; sultan süleyman değil. zaten hiçbir padişahın dünyası da tertemiz değil. büyük işler yapmış olabilirler ama çok kirli bir dönemmiş. nesine karşı çıkmışlar yazılanların anlayamadım açıkçası.ha bir de mimar sinanı yeterince anlatmadığını söyleyenler olmuş, nerde ne zaman doğmuş falan filan evet detaylı olarak hayatı anlatılmıyor hayatı; ama fikirlerini kişiliğini anlayabiliyorsunuz. her bir çırağının kusurunu yanlışını bildiği halde nasıl yaklaştığını görebiliyorsunuz. mimar sinanı hissediyorsunuz. Okunması gereken bir kitap ve yorumlarda da görüldüğü gibi çok tartışılan bir kitap. Herkesin düşüncesi farklı tabiî ki. Okuyup kararı kendiniz verin derim, çok yazdım :)

yine 10 yıl kadar önce okuduğum bir kitap. ismi bugün bile tüylerimi diken diken ediyor. hani kıymetini bilemediğimiz bir çok şey var ya hayatta; illa ki böyle şeyleri okuyunca, görünce şükrettiğimiz... işte onların değerini hatırlatıyor bize. ağlatan kitap... gerçek olduğuna inanmak istemediğimiz...

10-15 yıl öncesi ilkokul ortaokul çağlarındayken okuduğum seri. o zamanlar 12.si falan yoktu sanırım. yıllardır kardeşlerime, kuzenlerime; şimdi de öğrencilerime tavsiye ettiğim seri. okumayı sevmeyen çocuklara kitapları sevdiren tadı damağımda kalmış kitaplar :)

anne babaların okuması gereken bir kitap. velilere verdiğim seminerlerde kitaptaki örnekleri kullanıyorum ve velilerime kitabı tavsiye ediyorum. her çocukta karşılaşabileceğimiz çok olağan davranışlar ve anne babaların verdiği klasik tepkiler örneklerle verilmiş. bunun yanında anne babaların verdikleri bu tepkilerin çocukta nasıl etki bırakacağı ve nasıl davranmanın olumlu davranış geliştirmede etkili olacağını anlatıyor. severek okuyacağınız asla sıkılmayacağınız bir kitap

breuer ve nietzsche hem danışan hem danışman rolünde. tadına doyum olmaz, dikkatle okunması gereken bir kitap. iki kez okudum yine de okurum. Rüyalar bu kadar mı bilinçaltını anlatır... çözümlemeleri çok güzel. Ben de rüyaların kişiye özel yorumlanması gerektiğine inanıyorum ve beni en çok çok etkileyen şey de rüya çözümlemeleri oldu aslında. rüyalardaki semboller oldu. keşke benim de rüyalarımı böyle çözümleyen biri olsaydı diyorum :)