Toplam yorum: 3.092.427
Bu ayki yorum: 3.028

E-Dergi

UMUT GÜNER

İstanbul doğumlu, aslen Selanik-Drama mübadil bir ailenin evladıdır. İlk, orta ve lise eğitimini İstanbul Tuzla’da tamamlamıştır. Üniversite eğitimini ise Balıkesir Üniversitesi Tarih Bölümü’nde tamamlayarak buradan mezun olmuştur. Yüksek Lisans eğitimini ise Kocaeli Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Ortaçağ Anabilim Dalı’nda tamamlamıştır. Uzun yıllar muhtelif vakıf, dernek ve organizasyonlarda toplumsal, kültürel ve entelektüel faaliyetler içerisinde bulunmuş, dergi ve gazetelerde makaleler ve popüler tarih yazıları yazmıştır. Uluslararası hakemli dergilerde yayınlanmış makaleleri ve kitap çalışmaları bulunmaktadır. Ortaçağ Tarihi, Sosyal ve Siyasî Organizasyonlar, Devlet, Siyaset ve İktidar Felsefesi ile Politik Kuramlar alanlarında akademik ihtisas çalışmaları yürütmektedir.

UMUT GÜNER Tarafından Yapılan Yorumlar

Donanma ve denizcilik tarihi ile ilgilenenler için saf bilgi netliği içerir. Yazar, deniz harp tarihi üzerine yaptığı araştırmalarla öne çıkıyor. Kitapta 1850'den günümüze kadar gemilerin tasnifine açıklık getirmekte ve bunu yaparken gemilerin teknik özelliklerini detaylandırarak okuyucuya anlatmakta ve gemi seviyesinde gerçekleşen bazı muharebelerden kısaca bahsetmektedir.

Kitap dört bölüme ayrılmıştır. İlk bölüm nakliye ve denizcilik tarihini tartışıyor. Kitabın ikinci bölümü en kapsamlı olanıdır ve yüzey gemilerini anlatır. Burada anlatılan gemiler kısaca şöyledir: savaş gemileri, kruvazörler, muhripler, fırkateynler, torpido botları ve hücum botları. Gemiler, farklı ülkelerin yapım aşamalarındaki teknik katkılarını ve ürettikleri savaşları veya Birinci Dünya, İkinci Dünya ve Soğuk Savaş'ta gerçekleştirilen görevleri vurgulayan başlıklar altında anlatılmıştır.

Üçüncü bölüm ise denizaltılardan bahsetmektedir. Diğer bölümde olduğu gibi devletlerden ve katıldıkları savaşlardaki yerlerinden bahsetmeden önce gemi üretiminin kronolojik aşamaları anlatılmıştır. Diğer bölüm ise uçak gemileri ve amfibi gemileri teknolojileri ve özellikleri ile ayrıntılı bir şekilde ele almaktadır.
Rus tarihçi N. A. Aristov’un kaleme aldığı bu eser nitelikli bir bürokratın kaleminden çıkan özel çalışmalardan birisidir. Türkistan valiliği görevini de ifa etmiş olan N. A. Aristov, siyasi kariyerinin yanı sıra yaptığı akademik çalışmalarla da haklı bir üne sahiptir.

Özellikle de valilik görevinden emekli olduktan sonra tamamı ile kendini akademik tarih araştırmalarına adayan N. A. Aristov, Türk kökenli halkların etnik kökenlerine dair ciddi bilimsel çalışmalar yürütmüştür. Döneminde bu konuda yapılmış yayınlar başta olmak üzere önemli tarihi kaynakları araştırarak ciddi bir literatür taraması yapmıştır. Onun bu bilimsel metodu ve literatür hassasiyeti ele aldığı akademik meseleleri en iyi şekli ile ortaya koymasına imkan tanımıştır.

N. A. Aristov, yazdığı kitap ve makaleler ile Türk tarih akademisine önemli katkılar sunmuştur. Yayınladığı eserler başta Türk ve Rus bilim insanları olmak üzere tüm dünyada akademisyenler tarafından referans olarak alınmış ve kullanılmıştır.

Kaleme aldığı “Türk Halklarının Etnik Yapısı” adlı eseri ise Türk tarihinin erken dönemlerinden itibaren Türk boylarını siyasi varlıkları, ekonomik yaşamları ve sosyal olayları çerçevesinde ayrıntılı bir biçimde ele almaktadır.
Ergin Ayan tarafından yayına hazırlanan “Anonim Haçlı Tarihi” Türk-İslam tarihi ve Haçlı-Avrupa dünyasını anlamak için en nitelikli tarihi kaynakların başında gelmektedir.

Batı literatüründe “Gesta Francorum” adıyla bir üne sahip olan bu tarihi kaynak, yazarı meçhul olsa da Haçlı tarihine dair yapılan akademik çalışmalarda ilk başvuru kaynaklarından ve referans eserlerinden biri olarak haklı bir üne sahiptir. Hacim olarak küçük çaplı bir eser olmasına rağmen içerdiği zengin tarihi anekdotlar ve kusursuz anlatımı ile dönemi okuyucuya en iyi şekilde yansıtmaktadır.

Günümüzde gerek Türkiye’de, gerekse de dünya genelinde Haçlılara dair yapılan akademik çalışmalarda sıklıkla atıf alan bu eser, Selenge Yayınları’nın kalitesi ile Türkçede akademisyenlere, araştırmacılara ve meraklı tarih okuyuculara fayda sağlamaktadır.

İçeriğinde sürece ilişkin siyasi, sosyal, ekonomik ve dini çok yönlü bir kurgu sunmaktadır. Haçlı Seferlerini çok yönlü bir şekilde anlamak için herkesin okuması gerekmektedir.
Dr. Ahmet Susa tarafından yazılan "Tarihte Araplar ve Yahudiler İbrahim, İki Musa, İki Tevrat” adlı eser teoloji ve ilahiyat alanlarında pek çok ezberi bozan sarsıcı bir çalışma. Geleneksel literatürdeki dini bilgilerin ve tarihi anlatıya dair var olan bilgilerimizi sorgulayan ve düşündüren bir özelliğe sahip.

Genel tarihi kabulde Araplar ile Yahudi halklarının akraba olması, benzer siyasi ve kültür çevresinden oldukları savı yaygındır. Fakat Dr. Ahmet Susa’nın bu çalışması bu gibi genel kabulleri tarihi kaynaklardan hareketle ele alıp irdeleyen ve yıkan bir eserdir.

İki halk arasındaki tarihi ortaklık, kadim gelenekler, kutsal kitapların ve zihin dünyasının benzerliği hususunda merak ettiğiniz bütün soruların cevabını bu kitapta bulabileceksiniz. Sayfa sayısı bakımından da oldukça hacimli olan bu eser yararlandığı referans kaynaklarla bu konuda hala aşılamamış bir seviyededir. Başta ilahiyat ve dini ilimler alanında çalışmalar yürüten akademisyenler, araştırmacılar ve öğrencilerin başucunda bulunması gerekmektedir.
Sözde medeniyetlerin öncüsü ve kurucusu olduklarını iddia eden Batılı bilginler, dünya halklarını hiyerarşilerine göre tasnif ederken özellikle Türkleri, Kızılderilileri ve Afrika halklarını göz ardı etmekte, bazen onları 'getto' olarak nitelendirmektedir. Kazi Laypanov ve İsmail Miziyev tarafından kaleme alınan bu kitap Batılı araştırmacı ve akademisyenlerin Türklere ve Türk tarihine bakış açılarını eleştiren ve doğruları ortaya koymayı amaçlayan manifesto niteliğinde bir çalışmadır. Bu eser bu yönüyle oldukça kıymetli ve değerlidir. Nitekim esere giriş yazan Ahsen Batur’un da dikkat çektiği noktalardan birisi de budur.

Çalışma, Türk tarihinin erken dönemlerinden itibaren tarihi süreci akademik bir titizlikle ele almakta ve önemli bilgiler paylaşmaktadır. Eserin müellifleri ortaya koydukları tarihi gerçeklerle başta batılı araştırmacıların taraflı ve yanlış tutumlarını tarihi hakikatlerle ortadan kaldırmaktadır.

Eserde Türklerin kadim atalarının tarihi hikayeleri anlatılarak yakın döneme kadar bir tarih kurgusu sunulmuştur. Kitap araştırmacılar için önemli bir kaynaktır.