Toplam yorum: 3.092.427
Bu ayki yorum: 3.028

E-Dergi

UMUT GÜNER

İstanbul doğumlu, aslen Selanik-Drama mübadil bir ailenin evladıdır. İlk, orta ve lise eğitimini İstanbul Tuzla’da tamamlamıştır. Üniversite eğitimini ise Balıkesir Üniversitesi Tarih Bölümü’nde tamamlayarak buradan mezun olmuştur. Yüksek Lisans eğitimini ise Kocaeli Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Ortaçağ Anabilim Dalı’nda tamamlamıştır. Uzun yıllar muhtelif vakıf, dernek ve organizasyonlarda toplumsal, kültürel ve entelektüel faaliyetler içerisinde bulunmuş, dergi ve gazetelerde makaleler ve popüler tarih yazıları yazmıştır. Uluslararası hakemli dergilerde yayınlanmış makaleleri ve kitap çalışmaları bulunmaktadır. Ortaçağ Tarihi, Sosyal ve Siyasî Organizasyonlar, Devlet, Siyaset ve İktidar Felsefesi ile Politik Kuramlar alanlarında akademik ihtisas çalışmaları yürütmektedir.

UMUT GÜNER Tarafından Yapılan Yorumlar

Prof. Dr. Ahat Andican tarafından hazırlanan ve Selenge Yayınları’nın profesyonel işçiliği sonucunda yayınlanan “Emir Timur Tarih, Siyaset, Miras” adlı eser, Türkçe yayınlanmış en nitelikli Timur kitabıdır. Özellikle de Timur tarihi hakkında birincil kaynakların derinlemesine incelenmesi sonucunda kaleme alınan eser, 10 yıllık bir akademik araştırmanın sonucunda yazılmıştır. Eser hakkındaki bütün bu hususiyetler, onun ne kadar kıymetli ve özel bir çalışma olduğunu ortaya koymaktadır.

Kitabın müellifi birinci elden kaynaklardan yararlanmanın dışında, Timur’a ve dönemine dair temel kaynak değeri taşıyan bazı eserlerin tenkidini yapmakta ve kaynak değerini sorgulamaktadır. Nitekim, bu dönemin en önemli kaynaklarından biri olan “Tüzükât-ı Timurî” adlı eserin kaynak olarak kullanılmayacağını delilleri ile açıklamaktadır.

Eserin kaynak analizi ve kaynak çeşitliliği dışında içerik bakımından da oldukça zengin olduğu görülmektedir. Sayfa sayısı olarak da hacimli bir eser olmasının en büyük sebebi, eserin sahip olduğu akademik kalite ve konuya dair teferruatlı bir bakış açısıdır.

Ahat Andican, Türk tarihinin en önemli dönüm noktalarından biri olan “Ankara Savaşı” başta olmak üzere, Türk tarihine dair çok önemli meseleleri akademik titizlikle ele almıştır. Eser, aynı zamanda kendisinden önce kaleme alınan Timur’a dair eserleri, bu eserlerin ihtiva ettiği efsane, hikaye ve bilime aykırı yorumları da çürütmüştür.

Kitap, Timur’a dair hükümdarlık algısı ve Timur kültü gibi konuları da derinlemesine ele almaktadır. Hem Avrupa hem de Rus milli kimliğinin oluşumunda görülen Timur etkisini de incelemekte ve yorumlamaktadır. Daha genel olarak ise, Türk tarihinin en önemli simalarının başında gelen Timur’un doğumundan ölümüne kadar geçen süreç tüm boyutları ile eserde yer almaktadır.
Dünyaca ünlü Rus coğrafyacı ve tarihçi olan Lev Nikolayeviç Gumilëv (1912-1992), sadece Rus tarihçiliğine değil dünya tarihçiliğine büyük katkılar yapmıştır. Özellikle de Lev Nikolayeviç Gumilëv’i meslektaşlarından farklı kılan en önemli özelliği teori yani kuram üretmesi ve yeni metodolojiler denemesidir.

Lev Nikolayeviç Gumilëv, farklı ulusların genetik karakterleri ile yaşadıkları coğrafyayla ilgili geliştirdiği “Etnogenez” teorisi ile ilim dünyasında büyük bir ses getirmiştir.

Gumilëv'un akademik literatüre kazandırdığı Etnogenez kuramı dünya tarihine, insanların yaşamına, toplum ve doğanın şekillendirdiği tarihi sürece yeni bir bakış açısı kazandırmıştır.

Lev Nikolayeviç Gumilëv’in “Son ve Yeniden Başlangıç” başlıklı bu eseri, onun bu konuda kaleme aldığı en önemli kitaplarından birisidir. Yazarın daha önce kaleme aldığı “Etnogenez Halkların Şekillenişi Yükseliş ve Düşüşleri” başlığını taşıyan ve aynı şekilde Selenge Yayınları’ndan yayınlanmış kitabının bir devamı ve tamamlayıcısı niteliğindedir.

Gumilëv, Etnogenez teorisini ve bilimsel alandaki yerini şu cümleleri ile ifade etmektedir:

"Araştırma konusunun insan eseri olduğu yerde tarih beşeri bir bilimdir, yani... folklor yazıları, felsefe sistemleri, ...resimler, kısaca, özünde statik olan kaynaklar... Ama insan sadece toplumun bir üyesi değil, aynı zamanda bir etnik grubun da üyesidir. O, biyosfere dâhildir, etnogenezin bir fonksiyonu olan etnik tarihin iskeletini oluşturan olayları gerçekleştirip tarihte izini bırakmaktadır. Bu yönüyle tarih bir doğa bilimidir..."

Rus tarihçi Lev Nikolayeviç Gumilëv, başta bu eseri olmak üzere diğer bütün eserleri birbirinin devam ve tamamlayıcısı niteliğindedir. Bu nedenle de Selenge Yayınları’nın öncülüğünde yayınlanmış “Gumilëv Kitaplığı” önemli bir boşluğu doldurmaktadır.
Eserleri ile haklı bir şöhret kazanmış Sovyet tarihçisi ve arkeoloğu olan Mihail Artamonov’un bu eseri konuya dair kaleme alınmış zirve bir eserdir. Artamonov, Leningrad Üniversitesi'nde yürüttüğü akademik çalışmalarla Modern Hazar tarihi çalışmaların kurucusu olarak tarih akademisine önemli katkılarda bulunmuştur.

Artamonov'un Hazar Tarihi adlı eseri öncü bir eser olarak literatürde tanınmış ve yer etmiştir. Nitekim başta Hazarlar olmak üzere bu sahada çalışma ve araştırmalar yürüten akademisyenlerin ilk başvuru kaynaklarından ve referans eserlerinden biri şüphesiz Mihail Artamonov’un "Hazar Tarihi: Türkler, Yahudiler, Ruslar" adlı eseridir.

Eser, Yahudilerin Hazar'a nereden geldiklerini, halkları nasıl köleleştirdiklerini, zaman içerisinde bölgede yükselerek nasıl ülkenin efendisi haline geldiklerini ve Hazarların Yahudiliğe geçişini etraflıca konu almaktadır. Bu çalışma Hazarlara dair siyasi, dini, sosyal ve ekonomik olmak üzere geniş bir tarihsel anlatı sunmaktadır.

Artamonov'un kaleme aldığı bu eser uzun yıllar süren araştırmaların bir sonucudur. Hatta eserin müellifi söylediği her sözü birkaç kaynakla doğrulamaktadır. Bu bakımdan da eserin akademik kalitesi üst düzeydedir.

Bu çalışma yayınlandıktan sonra tüm dünyada gündem olmuş ve büyük tartışmalara yol açmıştır. Aynı zamanda eserin yazarı kitapta daha önceki araştırmacıların yanlışlarını ortaya koymuştur. Bu nedenle de başta Rus bilim adamları olmak üzere Batılı bilim adamlarını sert bir dille eleştirmiştir.

Son olarak söylemek gerekirse "Hazar Tarihi: Türkler, Yahudiler, Ruslar" adlı eser, bu konuda dünyadaki en ciddi ve önemli literatür kaynağı olmasının yanı sıra Türkiye'de yayınlanan en nitelikli Hazar tarihi çalışmasıdır.
Tanınmış İngiliz arkeolog ve şark araştırmacısı olan Stanley Lane-Poole tarafından 1894 yılında yazılan bu eserin günümüz Türkçesine aktarılması tarih akademisine önemli bir katkı sağlamıştır.

Stanley Lane-Poole, Oxford ve Dublin Üniversitelerinde eğitim almış, İslam sikkeleri konusunda uzmanlaşmıştır. Özellikle de British Museum’da İslamî sikkeler bölümünde idareci olarak çalışmış olması da kaleme aldığı bu eserin yetkin bir tarihçinin kaleminden çıktığının en önemli göstergeleridir.

Stanley Lane-Poole’nun kaleme aldığı bu eser, 19. Yüzyılda önemli tarihi kaynaklar incelenerek İslam ülkelerinin tarihini anlatan kıymetli eserlerin başında gelmektedir. Eser, ilk olarak Halil Edhem Eldem tarafından 1922 yılında "Düvel-i İslamiye" adıyla Osmanlı Türkçesi olarak neşredilmiş ve Türk Tarih Akademisine ve araştırmacılara sunulmuştur.

Bu eser, 139 ülkeyi kapsayan ve İslam ülkelerini batıdan doğuya bütün tarihsel dönem, devlet ve hanedanları gene hatları ile okuyucuyla paylaşmaktadır. Eseri Türkiye’de yeniden yayına hazırlayan Halil Edhem, eksik kalan bölümlere önemli ilaveler yapmıştır.

Samet Alıç tarafından yeniden günümüz Türkçesine aktarılarak yayına hazırlanan eser, Halil Edhem Bey’in en son ilaveli neşrinden hareketle yayına hazırlanmıştır. Selenge Yayınları tarafından yayınlanan kitap kaliteli baskısı ve güzel bir neşir hazırlığı ile seçkin bir eser olmuştur.

Kitap, hükümdarlar, tarikatlar, beyler ve liderler, halefleri ve onların ardılları gibi önemli kişileri soy ağacı ve tablo halinde sunmaktadır. Eser içeriğindeki tablolarla da oldukça zengindir. Kitabı satın alan okuyucular İslam tarihinin erken dönemlerinden başlayarak, sırasıyla Abbasiler, Emeviler, Endülüs Uygarlığı, Selçuklular, Haçlı Seferleri, Anadolu Türk Beyliklerini, Osmanlı Devleti ve yeni kurulan Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluş sürecini tarihi akış içerisinde inceleme ve öğrenme imkanına sahiptir.
George Vernadsky'nin Rusya Tarihi kitabı, Dünya tarihinin en köklü ve kadim halklarından biri ola Rus halkının kökenlerini, kültürel gelişimini ve coğrafi bölgelerini anlatıyor.

Yazar tarihçi George Vernadsky, Rusya tarihini eserinde beş bölüm üzerinden bir anlatım kurguluyor. Rurik hanedanı, Knaz Svyatoslav dönemi, imparatorluk ve imparatorluğun dağılma süreci, Rusların bozkır hayatları, Türk toplulukları, Moğol istilası, Büyük Petro, Büyük Savaşı ve Sovyetler Birliği'ne kadar Rusya tarihinin en önemli dönemleri detaylı bir şekilde ele alınmaktadır.

Eser, Rusya ve Rus halklarına dair sadece siyasi bir anlatı değil sosyal, dini, kültürel ve ekonomik bir bakış da sunmaktadır. Rus halklarının, uçsuz bucaksız bir coğrafyada sürdürdükleri yaşam mücadelelerini anlatması bakımından keyifli bir okuma imkanı tanımaktadır.

Ahsen Batur tarafından Türkçeye kazandırılan bu eser, Türkçeye çevirilmiş Rusya tarihini konu edinen eserler arasında akademik bir çalışma olarak en nitelikli eserdir. Sayfa sayısı bakımından da hayli hacimli olan bu kitabın, alana dair başta akademik araştırma yapacaklar olan kişiler olmak üzere konuya ilgi duyan herkese hitap etmektedir.