Toplam yorum: 3.080.122
Bu ayki yorum: 0

E-Dergi

swiss Tarafından Yapılan Yorumlar

06.11.2005

Melekler ve Şeytanlar'ın tek eksiği (fazlalığı demek daha doğru olur) kapaktaki Da Vinci Şifresi yazarından ibaresi. Kitap o kadar harika ki, aynı yazara ait de olsa daha popüler bir kitabın referansına ihtiyacı yok. Hatta bir çok okurun bu kitabı Da Vinci Şifresi'nden daha güzel bulacaklarından eminim. Mutlaka okuyun, mutlaka!
06.11.2005

Buz Kapanı sürükleyicilik açısından harika diyebileceğimiz türden bir kitap. Kitabı bitirmeden elinizden bırakamayacağınızı kesinlikle temin ederim. Anlatım da fevkalade. Fakat ben kitabı bitirince tatmin olmamış hissine kapıldım. Düşününce de hiç bir eksik bulamadım. Belki de o heyecan, o tempo bizi çok büyük beklentiler içine sokuyor. Tek cümleyle özetlersek: Müthiş bir serüven!
06.11.2005

Kitaplar hakkında yorum yaparken konusunu deşifre etmemeye özen göstermeliyiz. Kurtlar İmparatorluğu her bölümde okuyucuyu şaşırtan harika bir roman. Asla tahmin edemeyeceğimiz olaylarla karşılaşıyoruz. Ancak tatmin edici bir son bulamadığımız için küçük bir boşluk kalıyor içimizde. Ve şöyle demekten kendimizi alamıyoruz: Keşke yazar kitabın sonunda bizi şaşırtmasaydı. Son olarak: Kurtlar İmparatorluğu'nu okumayan bir kitapsever mutlaka borçlu kalmıştır.
27.09.2005

Da Vinci Şifresi hakkında o kadar çok yorum yapılmış ki, farklı bir görüş bildirmek -üstelik olumsuz yazma şansınızın olmadığı bir konuda- oldukça zor. Ancak kitabı okuduktan sonra birilerine anlatmak istediğiniz o kadar çok şey oluyor ki, paylaşma ihtiyacını frenleyemiyor ve başlıyorsunuz yazmaya.
Kitabın yayın yılı 2003. Bugün hâlâ en çok satan kitaplar arasında. Mevsimlik bir eser olmadığı ortada. Dan Brown sadece bu eseriyle bile ünlü yazarlar arasına girmeyi hak ediyor.
Konu bir hayal mahsulü olabilir. Ancak yazar okuyucuyu olayın içine öyle sokuyor ki, okuyucu olayı gerçekten yaşıyor. Her bölümde yeni ve esrarengiz bir hadisenin içine giriyorsunuz. Bir esrar perdesi kalkıyor, bir esrar perdesi iniyor. Olaylar içinden çıkılmaz hal aldığın da bile yazar mantıklı bir yolunu buluyor.
Kitabın sonunda derin bir rahatlık hissediyorsunuz. "Böyle bir eser okuduğum için mutluyum!" diye geçiriyorsunuz içinizden.
27.09.2005

Yabancıların bizim tarihimizle ilgili yazdıkları bizde çok merak uyandırıyor. Bir kitapta Selahaddin adının geçmesi bile onu okumamız için yeterli olabiliyor. Buna bir de kitabın ustaca tanıtımı eklenince "Tozkoparan" bir an önce kavuşmamız gereken sevgiliye dönüşüyor.
Tarihi roman yazmak edebî birikimin yanında tarihî birikimi de gerektirir. Yazarın bu konuda ne kadar amatör kaldığını her okuyucu kolayca anlar. Kitapta Selahaddin hakkında okura ilk verilen mesaj onun kararsızlığı oluyor. Sonra korkaklığı, sonra da zayıflığı. Buna rağmen başarıları, tarihî bir gerçek olduğu için inkar edilemiyor. Bir yabancının bizi övmesini beklemiyoruz ama olayara biraz daha mantıklı yaklaşmak gerekmez mi? Ayrıca Norveçli yazarla Selahattin'in yaşamının tuhaf bir biçimde iç içe geçmesinden bahsediliyor. Burada gerçekten bir tuhaflık var. Yazar bunun için konuyu çok zorlamış ama ikisinin yaşamları arasında bana çok saçma gelen küçük bir olaydan başka bir şey yok. Bu arada kitabın tanıtım yazısını hazırlayanı tebrik ediyorum.
Sir Walter Scott... Bu İngiliz yazar, tarihi romanın babası olarak anılıyor. Onun Sultan Selahaddin'i konu alan "Selahaddin-i Eyyubi ve Arslan Yürekli Rişar" adlı eserini okumanızı tavsiye ederim.
Tozkoparan için vakit harcamaya değmez.