Toplam yorum: 3.078.042
Bu ayki yorum: 4.920

E-Dergi

erkansirin78 Tarafından Yapılan Yorumlar

10.06.2013

İlber Ortaylı Seyahatnamesi’ni bir seyahatim esnasında okudum. . Gezi rehberlerindeki tatsız, tuzsuz, kokusuz bir çoğu çeviri renksiz, sıkıcı ansiklopedik bilgilerle karşılaşmayacağınızı garanti edebilirim. Okuyan, gezen, bilen ve araştıran bir kalemden, büyük bir tarihçi ve aydının birikimlerinden süzülmüş tespitler ve değerlendirmelerle karşı karşıyayız. Bahsi geçen ülke, şehir ve tarihi siluetler hakkında doğaçlama sohbet ediyor yazar sizinle. Sohbet hep tarihle ilgili değil elbet, yeri geldikçe günümüzle ilgili yönler, tavsiyeler ve eleştiriler dile getiriliyor. Kitabın hacmini belli bir dengede tutmak için haliyle bahsedilen ülke ve şehirlerin önde gelen tarihi eser ve kişiliklerinin hepsinden bahsedilmemiş.Tarihin derinliklerinde yitip gitmiş onlarca şahsiyetten akrabalarından bahseder gibi bahseden bir kişiye hayran olmamak elde değil. Kitap bitince keşke google earth başındayken okusaydım dedim. Bahsedilen mekanlara yeri geldikçe bakmak iyi olurdu işin doğrusu :)
02.06.2013


Dediğim dedik çaldığım düdük,
inatçı mı inatçı, dik başlının alâsı,
ama bir o kadar da tatlı,
teyyareye, şimendifere, telgrafa,
yeni tarz giysilere, yeni hükümete
ve bilumum yeni icatlara karşı,
nargilesiz dolaşmaz,
kuşaklı, çarıklı, kaftanlı ve sarıklı
bir Osmanlı Ağası,
İnatçı Keraban huzurlarınızda…

Boğazı geçen kayıklara konan ilave vergiye sinirlenen Keraban Ağa on paralık vergiyi ödememek için binlerce lira harcar ve Karadeniz’in etrafını dolaşarak Üsküdar’a geçmeye kalkar. Kitap Keraban Ağa ve beraberindekilerin bu seyahat esnasında geçirdikleri eğlenceli maceralarından oluşuyor. Jules Verne'nin, baş kahramanı Türk olan bir roman yazdığını bilmiyordum öğrenince alıp okudum. Yazarın 1800’lü yıllarda Osmanlı topraklarını ziyaret edip etmediği, Osmanlı insanını yakından tanıma fırsatı bulup bulmadığı muamma. Okuyup duyduklarına istinaden yazmış da olabilir. Her halükarda insanlar ve mekanlar hakkında yazılanlar gerçeklerle alakasız deli saçması değil. Romanın kurgusu çok basit ve sade, dili ona keza. Bu yüzden çabucak okuyup bitirebilirsiniz. Orijinal lisanı nasıldır bilmem ama bu çevirinin size sunacağı yüksek bir edebi lezzet bulunmuyor. Ancak “Dur bakayım bu meşhur Verne Bey bizim diyarları ve bizleri nasıl görüyor, merak ettim doğrusu” diyorsanız buyurunuz okuyunuz efendim… :).
25.03.2013

Rerhber İngilizceden Türkçe'ye çeviri. Türk bakış açısıyla hazırlanmadığını bilmelisiniz. Sayfalar biraz çabuk ayrılıyor. Ancak bu fiyata fazla kaliteli bir şey beklemek doğru değil. Hiç bir şey bilmeden elinizi kolunuzu sallamadan gitmeyim ama fazla da masrafa girmeyim diyorsanız bu rehber işinizi görebilir. Birçok insan turla Budapeşte'ye gidiyor. Gidenlerin tecrübelerini aktardığı bir forum varsa o forum da size faydalı olacaktır. Saygılarımla...
30.12.2012

Bu kitabı 2005'te okumuştum. Yılbaşı seyehatinde yolda geçen zamanı değerlendirmek için evden alel acele çıkarken elime bu kitap denk geldi. Bir daha okunmak için kısmeti varmış demek. Eee.. bu kadar kısmetli bir kitap yorumu da hak etti icabında ?. Diğer yolcular önlerindeki ekran ile meşgulken ben de 18'inci yy. başlarından bugüne kadar hepimizin bildiği tarihi, siyasi ve bilimsel gelişmelerin tüketim kültür ve alışkanlıklarını nasıl etkilediğini siyah beyaz bir filmi izler gibi seyrettim sanki. Böyle söylediğime bakmayın. Yazar akademisyen. Eser bilimsel. Ancak kitabın bir roman kolaylığında okunabilecek düzeyde sade, akıcı ve ilgiyi keybettirmeyen bir havası var. Bence bu bir eksiklik değil bilakis üstünlük. Meziyet, bilimi halkın anlayacağı bir seviyede sunabilmekte ?.
Eserde tarih, ekonomi ve sosyoloji birbiri içinde sarmalanmış. Bir cümleyle özetlemek gerekirse kitap 1700'lü yıllardan günümüze kadar tüketim kültürünün ekonomik ve teknolojik gelişime paralel dünya ile mukayeseli olarak Türk tüketim kültürünün nasıl değiştiğini anlatıyor. Kitabın içinde batılılaşma, modernleşme, küreselleşme, tüketim toplumu, tüketici toplum, tüketim kültürü, kapitalizim, ihtiyaç, olmayan ihtiyaçların ihtiyaç olarak algılatılması ve üretime değil de tüketim ve gösterişe yönelik çarpık ve umutsuz modernleşme çabalarından ilk otomobilin ülkeye girerken gümrükte nasıl adlandırıldğına, Türk kadınının yalnız başına çarşıya niçin ve ne zamana kadar çıkamadığına ve Batılı bir balo ve tiyatroya gitme cesaretini ilk hangi padişahın gösterdiğine kadar ve daha aklıma gelmeyen ilginizi çekecek birçok konu var. İkinci kez de olsa gerçekten çok istifade ederek zevkle okuduğum bir kitap. Bu değerli çalışmasından dolayı yazarı tebrik ediyorum.
14.10.2012

Halil İnalcık'ın bir çoğu Doğu-Batı dergisinde yayınlanmış makalelerinden oluşan bir eser. Bazı makaleler sıradan okuyuculara sıkıcı gelebilir. Ancak makaleler Osmanlıyı kuruluşundan itibaren sona kadar hızlı bir şekilde ele alacak şekilde sıralanmış. Bu kadar az hacimli bir kitapta bu muazzam imparatorluğun büyük tarihine Halil Hoca farkıyla şöyle bir göz atıyorsunuz ancak..