E-Dergi

ruya benim bildigim kadariyla turk edebiyatinin ilk utopyasi. evvela bu yonden okunmayi hakediyor. schrodingerin kedisi- kabus`un ikinci cildi olarak cikan kitabi okurken once kainata dair ruyalara daliyorsunuz. butun evreni dolasiyorsunuz. sonra onarimcilarla tanisiyorsunuz. alev alatli`dan yine okunasi bir kitap...

Ahmet Yüksel Özemre'nin kendi mesleği dışında denemeler de yazması beni mutlu ediyor. Hele konu Üsküdar olunca tadı bir başka oluyor. Üsküdar tarihini, geleneklerini,yaşam biçimini üsküdar kadar güzel ve Üsküdar nezaketiyle anlatan Ahmet Bey'e sonradan Üsküdarlı olan birisi olarak teşekkürü borç bilirim. eğer siz de Üsküdar'ı ve Üsküdarlı büyük şahsiyetleri bir nebze olsun tanımak istiyorsanız, Ahmet yüksel Özemre'yi takip etmenizi öneririm.

Herkesin seyehatnamesi kendine hastır. Sayın Alkan'ınki ise öyle alelâde bir seyahat noktası değil. Müslümanların birleştiği kutsal bir mekan. Mekanın önemine rağmen, yazarın kaleminde her zamanki akıcı ve pırıl pırıl üslubunu eksiksiz olarak görmek mümkün. Dilimizin günden güne eriyip gittiği, bize tamamen yabancı, ve kendimize de yabancılaştıran dillerin etkisi altına girdiği şu günlerde, böyle bir kaleme daha fazla ihtiyaç duyduğumuz bir gerçek. Kendi tabiriyle "tadından damak şaklatan yazılar"dan mürekkep bir kitap var elimizde. teşekkürler Sayın Alkan…

illuminati, çok uluslu şirketlerin hegemonyasında yaşanan bir hayat. alev alatlı'nın son romanının ilk cildi olan "schrödinger'in kedisi, kâbus" ve illuminati kitaplarını beraber ele alırsak ortaya korkunç bir tablo çıkıyor. inanmak istemeyeceğiniz, ve tarikat hiyerarşisine göre yapılandırılmış bir kurum ya da kişinin tek hakim olduğu komplolarla "zenginleştirilmiş" tek devlet bir dünya. dünya insanlarına hem "tez", hem "anti-tez", hem de "sentez"i bir arada sunan bu "yüce pir"in düsturları, yeni dünya düzeninin de temeli...

"Bu kitabı herkes okumalı" gibi pelesenk olmuş bir cümleyle başlayabilirdim söze. Hayır! Bence bu kitap etüt edilmeli, üzerinde çalışılmalı, tahlili yapılmalı. Hayatın güllük-gülistanlık olduğunu düşünen, zihinleri moda, mankenlerin kavgaları, "kim kime ne demiş"lerle boşaltılmış olan o kadar çok insan var ki ülkemizde. Yani tamamen "afazi"nin esiri olmuş bir ülke. Bırakın kurtulmaya çalışmayı, vehametin farkında bile olmayan bir yığın insan...
İşte bu kitabı okuyanlar birşeylerin farkına varacaklar ve " vah biz ne haldeymişiz;?" diyecekler. Eğer bir öğretmen olsaydım, bu kitabı ders olarak okuturdum: hayatın kendisi...