Toplam yorum: 3.080.123
Bu ayki yorum: 0

E-Dergi

anemonn Tarafından Yapılan Yorumlar

13.08.2011



Yabancı kitap satış sitelerinde okurların kelli felli yorumlar yazdığını görüyorum. Bi ise nedense işin kolayına kaçarak bir cümlelik yorumlarla iktifa ediyoruz. Okunan kitap hakkında doğru dürüst bir yorum yazmak, hem yazara karşı, hem yorumu yayınlayan siteye yani kitapyurdu`na karşı saygı sembölü iken ve aynı zamanda potansiyel okura karşı da bir sorumluluktur.


Kayıp Gül, güllerin dünyasından insanlar alemine mesaj gönderiyor. Eğer kitap okuma alışkanlığı olan birisiyseniz (hızlı okumayı bilmeseniz bile) bu kitabı yaklaşık 4 – 6 saate bitirebilirsiniz. Dilinin kolay ve anlaşılabilir olması, kitabı yolculuklarda arkadaş olarak yanınıza alabileceğinizin göstergesi. Diğer taraftan, güllerin dünyasını anlatışı nahif olabilmiş. Mesela, Topkapı, sarayı yanında öyle bir gül bahçesi varmıdır, İstanbul`a bir dahaki gidişimde mutlaka bunu keşfetmeğe çalışacağım. Ordan ora savrulan batılı bir kadın karşısında, bilge karakterli bir Türk kadını karakteri var kitapta. İnsan, öyle bir kadın var mı diye merak etmeden duramıyor. Bazı ince nüanslar kitaba renk katıyor. Mesela, her meslek grubunun kendi mesleğiyle ilgili başka çoğrafyaları merak etmesini, yazar dilenciye tatbik edince oldukça güzel bir mizah malzemesi ortaya çıkıyor.


Kitap, beyin fırtınası sunuyor. Matematikle yoğrulan, gül bilimi ve satırlar arasında kol gezen şefkat. hep böyle sürüp gidiyor. Masal kahramanları, tutamayacakları sözler vermezler, gelecek, zamanın elinin değmediği geçmiştir gibi güzel ifadeler de var.


Senaryosuna emek verilmiş, dili olabildiğine yalınlaştırılabilinmiş, edebi yönü eksik kalmış, zaman zaman sıradanlığa düşebilen, ama bütün bunların yanında farklı bir bakış açısını temsil etmesi bakımından okunması gereken bir kitap.
13.08.2011

Kitap, ilk kez 1992 yılında basılmış ve ben bu kitabı 11.baskısından okudum. Ahmet Hamdi Tanpınar`ın Beş Şehir`ine karşı duyulan bir “kıskançklığın” ürünü. Altıncı şehir olarak, Sivas anlatılmış. Benim için orijinal olan düşüncelerden birisi, yazarın çocuklukta çekildiği şortlu fotoğrafını kitabın en arkasına koyması oldu. Çünke genelde, yazarlar, fiyakalı resimlerini arka kapağa koyarlar. ATA ise, böyle bir kaygıdan çok uzakta. Yüzünde muzip bir gülümseme, kollarını göğsünde kavuşturmuş bir çocuk, sanki gelecekte Ahmet Turan Alkan markası oluşturacağını bilmişcesine duruyor: Altıncı şehre dair bilcümle dikkatler kısa pantolunlu çocuğa ait. Kitapta oldukça çok sayıda eski Türkçe`den kelimeler var, dolayısıyla bu sizin kelime hazineninizi genişletici etki yapacaktır. Mesela, “çağrıştırıyor” demiyor, onun yerine “tedai ettiriyor” diye bir ifade kullanıyor. Yazar, mizah dolu üslubundan hiç ödün vermiyor, amma bunun yanında çok ince ruhlu olduğunu da ortaya koyuyor. Mesela, resimleri dinlemekten bahsediyor yazar. Hoşuma giden anılardan birini, sinemada olanca samimiyetiyle yapılan anons: “Ulan sayın seyirciler! Sigara ile ilgili duyuru... Eşekliğin lüzumu yoktur. Teşekkür ederiz!”. Yazar, çocukken kadınlar hamamına gidişini ve sünnet seremonisi ile ilgili anılarını çok muzip bir tarzda anlatıyor. Sivaslıların daha ilginç ve nostaljik bulacağı kitap olmakla birlikte, Türkiye tarihini her yönlü araştıranların, sosyoloji bölümü öğrencilerinin ve mizah arayışında olanların okumak isteyeceği türde bir kitap.
26.06.2011

Geçen haftalardan birisinde Ahmet Turan Alkan, Mitat Enç`in tahşidatını yapan bir yazı kaleme aldı. Ben de merak edip, kitabı satın aldım. Öncelikle gözlerinin kaybeden bir insanın geçirdiği sürece tanık olmak ilginç geldi. Bunun dışında, kitap boyunca kör olmanın sonrasında yaşanan deneyimleri tek tek bilmek, sizi de iç hesaplaşmaya yönlendiriyor. Esprilerin ve kara mizahın zaman zaman dikkatinizi geçtiğini göreceksiniz. Yazar, kişisel deneyimlerinden çıkıp daha çok eğitim alanındaki, çalışmalara ve tarihi perspektif için günün şartlarını anlatmağa başladığında, kitap biraz sıkıcı bir hale geliyor. Okumaktan pek zevk alamıyorsunuz. O kısımlar, özellikle eğitimciler için yararlı olabilir. Hem tarihi, hem bilimsel hem de otobiyografik tarzından dolayı oldukça değerli bir kitap.
16.02.2010



Ece Temelkuranin kitabini begenmiyorsaniz,

bence bu kitabi okuyun,

Dilaver Sultanov

Mahremiyet Hirsizi

bakalim fikriniz ne olacak ?
07.01.2007

Dr. Sacks muhteşem bir kitap yazmış. Bu kitap sadece ilgisine hitap etmiyor, aynı zamanda eğer psikoloji alanında doktor veya öğrenci değilseniz bile okuyabilirsiniz bu kitabı. Hastalardan bahsediyor, insanın beden dilindeki yalnışları çok iyi okuyabilen, böylece ülke başkanın konuşmasına gülenler. Bir bayandan bahsediyor sol kavramı yok bayanda, yani mesela yemek yerken, tabağın sağ tarafını bitiriyor, sol tarafında dokunmuyor, yüzüne makyaj yapıyor, ama sağ tarafına, sol tarafa makyaj yapmadan bırakıyor. sekiz, on, on iki haneli asal sayıları söyleyerek, birbiriyle oyun oynayan iki kardeşten bahsediyor. Yani inanamazsınız dediğin şeyler var bu kitapta. otistik insanlara yaklaşmını çok sevdim. İlgililer için alıntı yapıyorum: "Otistik kişiler, doğaları gereği etki altında kalmadıkları için ÖZGÜNDÜRLER. görüntü kendi imgelemlerinden çıktığ için tamamıyla özgündür" Gercek bir tecrübe toplamı yatıyor bu kitapta. Bence insan psikolojisi konusunda hazine sayılabilir.