E-Dergi

Kanaatimce güzel bir araştırma ürünü olmasına rağmen kitap; 18.yy 'da Osmanlı-İspanya ilişkileri hakkında geniş bilgiler edindirmekten uzaktadır. Belki de İspanya ile ilişkilerin sadece 18. yy okunarak tamamlanmasının mümkün olmadığındandır. Yine de bu dönemle ilgili araştırma yapacakların özellikle de İspanyolca kaynaklardan faydalanılarak hazırlanan bu kitabı okumalarında fayda var.

Yabancı bir yazar olarak, tarih yazımının kalıplaşmış cümlelerinden uzak ve sade anlatımıyla okunası bir kitap. Amaç tarihi olayları peşisıra anlatmak olmadığından, daha çok toplumsal olayları ve siyasi gelişmeyi ve bunlara dayanarak, kitabın adında da olduğu gibi Osmanlı'dan Türkiye'ye insanların bağlandıkları kimlikleri genel ve doğru bir biçimde açıklayan bir kitaptır, herkesin diline pelesenk olmuş bakış açılarıyla ayrıntılarda boğulmuş, sıkıcı bir ansiklopedi değil. Ayrıca belki anne-babalarımızdan bile duymadığımız zamanın küçük anekdotları ile hem daha akılda kalıcı olmakta hem de insana yaşanmışlık hissini vermektedir.

Hintli yazar milliyetçilikle ilgili düşüncelerini duygusal bir yolla anlatmayı tercih etmiş.
Bu bakış açısını anlaşılır kılan da Hindistan'ın İngiltere (Batı - Avrupa) ile olan tarihi geçmişi, eksileri ve artıları ile.Teori açısından olsa da temel milliyetçilik tartışmalarına Hintli bir aydın gözü ile değinmiş, Nobel ödülü almış, okunması gerekli bir kitap.

Yazarın okuduğum tek kitabı ve ikinci kez okuduğum tek kitap..
Aşk,yaşam,ruh ikizliği,hayatın anlamı, aile yaşantısı hakkında insana çok şeyler katan ve insanı yine birçok konuda düşünmeye sevkeden bir kitap. Vecize niteliği taşıyan, altı çizilecek bir çok cümle var kitapta. Ve hemen hepsi lafı dolandırmadan etkili ama basit sözcüklerle vuruyor insanı. Kitabı bitirdikten sonra insan yazık oldu diyor birçok şeye. Ancak sonra defteri okuyanın şansı olur belki diye avutuyoır kendini.Tavsiye ediyorum..

Yazarın amacı bize kitap okumanın zararlarını anlatmak.Ama bir yandan da kendisine inanmamamızı ve bizi kandırıyor olabileceğini sürekli dile getiriyor.Burada belki okuyucuyu bir yere bağlamayıp özgürdüşünmeye sevkettiği düşünülebilir ancak kendisi kitabı belli bir amaç için yazdığını söylüyor; ama sonunda ya unutuyor ya da kafasından her geçeni çalakalem yazdığı için biz pek anlamıyoruz.Bölüm bölüm olan kitapta bir bütünlük yok gibi; kitabın yani sözünselin üçte ikisi zaten kendisine ait değil, derleme, yani bize okumayın okumayın diyip kendisi okuduğu kitapların alakalı alakasız yerlerinden alıntılarla doldurmuş sayfaları.Ve çelişiyor yazdıklarıyla; belki öyle belki de böyle diyerek.Ayrıca kadınlarla ilgili görüşlerini fazlasıyla yakışıksız buldum.Bilimsel olarak hazırlandığını düşünerek ve tabiki adından etkilenerek bir dergiyle beraber aldığım bu kitap tam bir hayal kırklığı oldu.Yazar cıvıklaşarak yayınevine ve genel yayın yönetmenine de haklı haksız laf atıyor!Bir iki sayfa mantıklı sayılabilenler dışında söylenebilecek tek şey kitap okumanın zararları kitabını okumanın zararlı ve de gereksiz olduğudur.