E-Dergi

Çıktığı ilk günden bu yana iyi ya da kötü herkesin bir fikre sahip olduğu serinin ilk kitabını bitirdiğimde sıradan bir aşk hikayesinin sıradışı detaylar ile makyajlanmış halini okuduğumu keşfettim. Bugüne dek herhangi bir yazarın aşk ve erotizmi bu denli harmanladığına rastlamamıştım, ilk oldu benim için. Başyapıt olarak kitaplığınıza koy/a/mayacak ancak elinizin altında bulunmasına itiraz edilmeyecek bir seri.

Yıllar önce Alexandra Cavelius'un Leyla'sını okumuştum ardından bir Türk yazarın konuyu ele alması ve kendi bakış açısı ile değerlendirmesini görmek adına bunu da okudum. Arka planda o kadar saf bir acı var ki konuyu farklı yazarlardan okumanız satır aralarında öfke ile dişlerinizi sıkmanıza engel olamıyor. Her zaman övünülerek bahsedilen hak ve özgürlüklerin aslında ne kadar ucuz kavramlar olduğunu keşfetmek insanın zoruna gitse de bu savalın stratejik bir soykırıma gitmesine seyirci kalınması daha büyük sarsıntılara neden oluyor. Farkındalık yaratmak adına bence güzel bir çalışma olmuş, tavsiye edilir..

İstanbul ve fethi ile ilgili olması merakımı cezbetmiş, büyük bir hevesle kitabı almıştım. Hikayenin dayandırıldığı ana karakterlerin anlatıldığı sayfalar daha samimi ve heyecan vericiydi. Tarih, polisiye, gerilim, aşk derken enteresan bir kompozisyom çıkmış ortaya. Olayların akışı günümüze geldiğinde abartılı tasvirler ve bahsi geçen mevcut siyasiler 550 yıl önceki ana fikire pek sadık kalınmadığını gösteriyor gibi. Kendi kulvarında başarılı bir grafik çizebileceğini umduğum kitabın içindeki siyasi dokunuşları bakış açımı değiştirdiğini söyleyebilirim.

Yaklaşık 1300 sayfalık aksiyon ve maceranın ardından son sayfanın pembe dizi tadında kalması şaşırttı. Yine de okuduğum üç kitabın ortalamanın üzerinde olduğunu rahatlıkla söyleyebilirim. Bir sonraki serisinde final için daha farklı bir yol izlemesini temenni ediyorum.

Aksiyon ve heyecanının tavan yapmasını umduğum bir kitaptı. Elime aldığımda ilk gözüme çarpan yazı karakteri ve boyutunun büyüklüğü oldu. Son sayfayı çevirdiğimde kapaktaki yazı aklıma geldi; 2011 En İyi Polisiye Roman Ödülü. O yıl kendi kulvarında yarışan tek kitap olduğu kanısındayım, beklentilerimin oldukça uzağında kaldı.