E-Dergi

Okuyup geçilecek, hatırlanmayacak, bir daha okuma hevesi uyandırmayacak alelade bir kitap. Yazarın en azından bu kitabında Nobellik ne bir teknik ne de bir anlatım var.

Kitapta açıkcası her iyi edebiyat okurunun fark edeceği bir olmamışlık hissi var. Karakterlerin analizin cok yetersiz hatta nerdeyse karton parçası olmasından mı, kurgunun hızlı akmasından mı, aynı kurgunun bir yere varmamasından mı? İlaveten böyle politik bir kitap dipnotlarla desteklenmeliydi. Cumhuriyetçiler diyor mesela, 1940ların İtalyasında kimdi O'nlar, ortalama okuyucunun bunları bildiği farzedilemez.

Almanyanın kuzeyinde bir ticaret kenti, dede-baba-torunlar, aristokrat çevre, doğumlar, ölümler, nişanlar, düğünler, törenler… alt alta sıralasak abartısız onlarca sayfa tutacak masa, sandalye, perde, koltuk tasvirleri, insan betimlemeleri. Dönem panaromasını sunmada yetersiz, sıradan bir anlatım, alelade kurgu. Doğan büyüyor, evleniyor, bir iki talihsiz tercih, ölüm. Kurgu ve anlatımla demode bir kitap, asla bir klasik olamaz. Mann otoritelerce kasıtlı olarak abartıldığını düşündüğüm bir yazar. 6/10

Llosa'nın büyük romanlarından biri, belki de en büyüğü. Kurgu kronoloji izlemiyor, anlatım tekniği çok farklı, acemi okuyucuya tavsiye edilmez bu yüzden.

Llosa'nın en keyifle okunan romanlarından biri. Bolivyalı çatlak yazarın hikayeleri de ana hikayeden eksik değil, hatta ben buralarda bi Marquez taşlaması da hissetmedim değil hani senin hikayelerini ben cebimden çıkartırım der gibi.