E-Dergi

Tarih, ilimcilik, din, edebiyat, dedikodu, efsane iç içe. Tam curcuna…Zaten bu yüzden kolayca okunuyor. Yaz tatilinde okumak ayrıca keyif verdi bana.

Rilke’nin İslami melek anlayışına çok yaklaştığı bir şiir kitabı. Neden? Çünkü Hıristiyan denemez kendisine. En azından kilisenin anladığı anlamda. Tabii tercümeden bunu sezmek kolay olmuyor. Yine de Türkçenin bu esere sahip olması çok güzel.

Cervantesin inebahtı savaşında kolunun koptuğunu öğrendiğimde, bir kere daha okumuştum şövalyeyi. Değşen bir şey olmadı, yarı alaylı yarı acıklı atmosferi gerçekten onu özel kılıyor. Üstelik ilk eser olmasına rağmen kurgu ve tekniği de şaşaırtıcı. Piyasada uzun süre eksik ve çarpık tüccar işi basımları vardı. Şimdi elimiz onlara mahkum değil.

Aşıkların ilham kitabı. İlk hovardalık kitabı kmine göre. Edebiyat meraklısının bu eserden öğreneceği tek şey bence, dilin hayalin ve yaşayışın hazırcevaplılığıdır.

Pastoralliğin atası virjil. Şaşırtıcı olan şey, çiftçik sanki her yerde ve çağda aynı şey. Anlattığı tozpembe şeyleri eleyince geriye herhangi bir doğa yaşamı kalıyor. Toprağı ve hayvanı yol arkadaşı bellemiş insan kalıyor. Zamansızlık zaten pastoralde de bizim köy romanında da tanık olduğumuz bir şey değil mi?