Toplam yorum: 3.083.022
Bu ayki yorum: 2.702

E-Dergi

eryılmaz Tarafından Yapılan Yorumlar

28.10.2018

Destanın da romanı olurmuymuş demeyin. Hem de çok güzel olabiliyormuş. Türk'ün atası ve tarihi hakkında bilgi sahibi olmak adına başarılı bir çalışma.
21.10.2018

Belli ki farklı zaman ve zeminde yazılsalar da İstiklal Marşımızın birinci kıt'asındaki "şafak" kelimesinin sabah değilde akşamın kızıllığı olduğu konusunun tekrarını saymaz isek( ki ben burada öğrendim) harika bir kitap.Her bir başlık altında yer alan konuyu okuyunca adeta yeni bir kitap okumuş gibi oluyorsunuz. merak edip o kitap yada kişileri okuma merakınız artıyor.21.10.2018 Aksaray
19.10.2018

"ölümden sonra kalkış" bölümünü daha aydınlatıcı ve faydalı buldum. Herkesin kendine alacağı hususlar var. okuyan kaybetmez.
Ne dünya tarihinin son sayfası kapanmıştır, ne de umudumuz tükenmiştir, ancak yine de inanan bir insan olarak sormak istiyorum. Yazarın umudunu taşıdığı ve “ölümden sonra kalkış” başlıklı konusu içerisinde vurguladığı; şimdilik azınlıkta da olsalar, seslerini duyura masalar da gelecekte tam inançlı, inancını ilkin ruhunda gerçekleştirmiş dört başı mamur aydınlar tabakasını görecek miyiz? Bu gelecek aydınlarımız mükâfat için, adalet, hak hukuk içinde mi yaşayıp, yaşatacaklar, yoksa günümüzün pek çok inandığını söyleyen aydınları gibi dolaylı da olsa dünyaya tapan, hep kendine olan, haktan, hukuktan uzak, materyalistler gibi ceza için mi yaşayacaklar. Putlar yalnızca taştan, demirden, betondan mı yapılmaktadır acaba! Nefis putlarını nasıl kıracağız? 19.10.2018 Aksaray

18.10.2018

Lale devri saltanatı (savurganlığı) sadabat geceleri, İmparatorluğun bu hengamede içinde bulunduğu aymazlık ve acizliği, devletin ileri gelenlerinin zevki- sefası, memurların vergi ve rüşvet kıskacı, fakirin daha fakir, zengin ise daha zengin olduğu bir dönemde, Patrona Halil ve arkadaşları! Yeniçeri ile birlikte devlete baş kaldırarak çıkardıkları isyan ve sonuçları şiirsel bir dil ile ancak bu kadar anlatılabilir. Hele de Nedim! 18.10.2018 Aksaray
17.10.2018

Belki de soru cevap şeklinde cereyan ettiği için çok fazla tekrara düşmesine rağmen, Türk-Müslüman bilim adamlarının 8-16. asırlarda bilime katkılarının yadsınamaz olduğu, o dönemlerde yazılan eserlerin batı bilim adamlarınca tercüme edilerek kendi isimleri ile göstermelerini öğrenmek övünülebilecek tarafımız olabilir ama o devirden sonra neden geride kaldık, nedir bu aşağılık duygumuzun sebebi sorusunun cevabını yine hoca veriyor. Zaman Ahlakı başlıklı konuda boşa harcadığımız zamanlardan. zaman israfından bahsediyor. Özetle; kendisine çok değer veren bir dostunun düğüne katılacağı için o günkü televizyon programını izleyemeyeceğini söylerken, kendi düğününü kayın pederi ve bir alim arkadaşının şahitliğinde sade bir törenle yaptığını vurguluyor ve diyor ki okumuyoruz, okumuyoruz...