Duygu yüklü bir kitap, Tam otuz dört ayrı hikâye içinde, baba ve evlat ilişkilerinin kiminde bir dost, bir arkadaş gibi, kiminde otoriter fakat çaktırmadan sever korur gibi, kiminde bir iç kırgınlığı hissederken, diğerlerinden daha az sevgisi olmayan sevgisini ve acısını içinde yaşayan ibretlik hikâyeler.
En çokta Kemal Sayar’ın yazısını beğendim. Diyor ki!
“Babalar hep verendir.
Göz yaşarır kalp hüzünlenir.
Babalarımızın ölümü biraz da bizim ölümümüzdür.
Sevginin zaferleri ve acıları var. Sevgi fetheder kalpleri kazanır. Sevgi alınıp verilmez olduğunda, değiş tokuş edilemediğinde yürekleri acıtır. Onun zaferlerinden mahrum kalmak bile can atıcı.”
Her baba evladının kahramanıdır. Kahramanıdır kahramanı olmasına da nedense hep daha geri sıradadır en erken yeri üçüncülüktür. Ha bir de insan evlat olduğunu baba olunca, baba olduğunu da babası vefat edince anlıyormuş hissini verdi bu kitap bana.