E-Dergi

Öncelikle İş Bankası Kültür Yayınlarına teşekkür etmek gerek, maddi kaygı olmadan, diğer yayınevlerinden çok çok ucuza klasikleri bize sunuyor. Hem de harika çevirilerle. Madam Bovary'nin Sabri Esat Siyavuşgil/ Nurullah Ataç çevirisini çok beğendim. Kitap zaten oldukça akıcı. 19. yüzyıl Fransa'sında yaşayan evli ve çocuklu Emma Bovary'nin daha yüksek yaşam standartlarına kavuşma ve evlilik hayatında bulamadığı, kitaplarda geçen ilahi-yüceltilmiş aşka ulaşma emelleriyle kendisini sürüklediği uçurum işleniyor. Şimdiye dek okuduğum klasikler içerisinde en iyilerden biri de Flaubert'in bu eşsiz eseri oldu. Okuyun..

Bu 136 sayfalık kitap üç adet öyküden oluşuyor ve bir okunuşta biten, akıcı bir anlatım var kitapta. Yazarın ilk kitabı sanırım ve bence son olmayacak. Çok beğendim.. İçinde yaşadığımız şu 21. yüzyılda hayatı sorgulayan biriyseniz kitaptan hoşlanacaksınız. Altını çizdiğim cümleler oldu : "Tanrı benden bir ısırık almış, tadımı beğenmemiş, bir kenara fırlatıvermiş. Gitgide kararıyor ve çürüyordum." Hayata dair her şeyle ilgili bir sorgulama var, aşk, ilişkiler, işsizlik, aldatılma, evlilik kurumu, ebeveyn beklentileri, toplum baskısı.... v.s. tavsiye ederim.

Kitabın tanıtımında da yazdığı gibi yemek yiyen herkes bu kitabı okumalı. Kitap "Ne yersek oyuz" deyimini tekrar akıllara getiriyor. Yediğimiz besinler -proteinler, karbonhidratlar , et-bitki nedir, ne değildir? anlamamıza yardım eden bir kaynak kitap. Yazar iyi bir araştırma sonrası bu kitabı kaleme almış. Öneriyorum.

Filmi de çekilen "İngiliz Hasta" kitabının yazarından güzel bir kitap Aslan Postuna Bürünmek. 20 yüzyıl başlarında Kanada'da işçilerin ve göçmenlerin hayatından kesitler sunuyor. Harika doğa betimlemeleri içeren bir eser kaleme almış Michael Ondaatje. Kitapseverler zevkle okuyacaktır, öneririm.

Kitabın adını ve üzerindeki kısa tanıtım yazısını ilginç bularak bu kitabı aldım. Kitap en sevdiklerim arasına girdi. Kitap mektuplaşmalar şeklinde kaleme alınmış. Konusuna kısaca değinecek olursam; II. Dünya Savası sırasında Nazilerin İngiltere'yi istilaları ve bu sırada İngiltere'ye bağlı Guernsey adasına da uzanan istilanın etkilerini , adada yaşayan bir grubu (ki bu insanlardan bir kaçı daha sonra Edebiyat ve Patates Turtası Derneği'ni kuruyor) ve bu grupla mektuplaşan Londra'da yaşayan yazar Juliet'i anlatıyor. Savaşın etkilerini edebi bir şekilde öğrenmek isteyenler kacırmasın. Savaş o kadar acımsız ki, insanlar ısınmak için kitaplarını , defterlerini, notlarını bile tutuşturmak zorunda kalıyor. Kitabın filme cekilmesi de soz konusuymus.. öneriyorum.