E-Dergi

"5 Temmuz 1546 tarihinde vefat eden Barbaros Hayreddin Paşa için 'Mate reisü'l-bahr' ( 953/1546 ) / denizin reisi vefat etti, sözü tarih düşülmüştür." gibi ilginç bilgileri ihtiva eden, Barbaros Hayreddin Paşa ile ilgili iyi bir araştırma kitabıdır.

Kitabın ilk 250 sayfası doğrudan Aliya İzzetbegoviç ile ilgili. Kaynaklara dayalı, çok başarılı bir anlatımı var. Beni fazlasıyla tatmin ettiğini söylemem lazım. Aliya'nın tam da düşündüğüm ve hayran olduğum gibi bir lider, dahası insan olduğunu bir kez daha hissettim.

Kitabın son 150 sayfası ise Aliya'yı değil de Bosna'yı ve Boşnak kültürünü anlatan yazılardan müteşekkil idi. Hemen hepsi özenli ve ilgi çekici, ancak uzmanlık gerektiren makalelerdi. Bu nedenle bilge Lider Aliya adlı bir kitapta eklenti gibi durdukları çok açıktı. Kitabın adı Aliya ve Bosna olsa imiş keşke.
Aliya'yı tanımak isteyenler ve Bosna'ya ilgi duyanlar için çok ciddi bir kaynak eser; tavsiye ederim.

Kırmızı Azap, Ayfer Tunç’un çok farklı yıllarda yazdığı 9 adet hikayesinin cem edildiği bir kitabı. Daha önceki baskılarında, bugün bağımsız bir kitap olarak neşredilen Aziz Bey Hadisesi de varmış.

Ayfer Tunç, benim nazarımda yaşayan en başarılı Türk kadın romancısıdır. Tabii bu benim için böyle, zaten bunu netleştirecek bir ölçüt yok. Romanlarını büyük bir beğeniyle takip ettiğim Tunç’un hikayeciliği de gayet başarılı. Yakın zamanda okuduğum Memleket Hikayeleri öyleydi mesela. Tunç, bence çok iyi bir anlatıcı…

İsminden de anlaşılacağı üzere İran'daki bir futbol takımı olan Traxtor Sazi ile ilgili akademik bir çalışma. 2015 yılına ait ancak nedense 2019'da piyasaya çıkmış.

Kitap bana Tebriz, Azerbaycan Türkleri ve İran'la iligi çok şey öğretti. Hayli isitfade ettiğimi belirtmeliyim. Traxtor, Tebriz kentinin bir futbol takımı. Tebriz ise bir Türk kenti. Herkesin Türkçe konuştuğu bir İran beldesi.

Kitap 2016'yı kapsamadığı için son maçta kaçan şampiyonluğun öyküsü yoktu. Sadece yazar en sonda bahsetmişti bundan.

Renkleri bile kırmızı-beyaz olan, statlarına Kurt Deresi diyen, Türkçe konuşan, Türkçe söyleyen insanların takımı. Ancak İran bir diktatörlük ülkesi. Baskıcı bir rejim var ve kendi tabirleriyle, dışarıdaki kadar hapiste de Traxtor taraftarı var!

Traxtor, orada bir futbol kulübünden çok daha öte anlamlar taşıyor. İnsanların özgür olabildikleri tek yer stadyum! Ancak orada da yarım özgürlük var çünkü kadınların maç izlemesi yasak.

Bir coğrafyacı olarak çok beğendiğim bir kitaptı. Ancak Ali Çimen okurları ve seriyi bilenler için en iyisi olmayacağını düşünüyorum. Çünkü kitap kategorik olarak tarih değil, coğrafya kitabı gibi algılanmalı.

Kaşifler, Coğrafi Keşifler ve seyahatler üzerinden anlatılmış. Bu benim epeyce ilgimi çekti. Sırasıyla Marco Polo, İbni Batuta, Kolomb, Vasco De Gama, Diaz, adını ilk defa duyduğum Zheng He, bizden piri reis ve Evliya Çelebi, Cotes ve Pizzaro, Magellan, James Cook gibi isimlerden söz ediyor. Özellikle Uzak Çağı kısmını ve Armstrong ile Edwin Buzz Aldrin kısmı şahane idi. Aldrin ile yapılan özel röportaj da çok ilgi çekiciydi.