E-Dergi

mükemmel bi tarzda kaleme alınmış, gerçek hayatın içinde varolan mekanları ve söylemleri ihtiva etmesi itibariyle okuyanı kendine hayran bırakan belgesel nevinden bir eser. bu kitabı okuduktan sonra içinde geçen herbir öğeye merak saracak ve yeni şeyler öğrenmeye karşı hevesleneceksiniz. son zamanların en sürükleyici, en okuru alıp götüren, bir o kadar da şaşırtan aksiyon üstü aksiyonla dolu bir kitap.

her alanda olduğu gibi psikoloji alanında da kullanılan bir bilgi kuantum fiziği. ve bu kitapta kuantum fiziğini bir fizikçi olmasanız dahi çok rahat kavrayabileceğinizden şüpheniz olmasın. hayatın merkezinde olan bir gerçek....

o dönemin hatırı sayılır ilklerinden midir bilmem, ben hep zevkle okumuşumdur bu eseri. ağızlara hep tat veren lakin hiç erimeyen kandil şekeri gibi gelir bu eser bana. türk edebiyatını merak edenler bu eseri okumadan geçmesinler...

ahmet altanın bakışı, görüşü tarzı değil beni ilgilendiren. okur olarak yazarlığına bakarım ben. eserlerine karşı önyargı geliştirip kendimi kısıtlamaktan kaçınmak için hususiyle tanımamayı tercih ederim yazarları ve hayat tarzlarını. önceki kitaplarını okurken de bu kararlılıkla yaklaştım.
roman hakkında konuşacaksam eğer şunu söylemek yerinde olur sanıyorum ki; iyi bir sosyolog ve dahi iyi bir psikolog edasıyla toplumsal olayları ve bunun içinde varolan insanların iç çatışmalarını tutarsızlıklarını geçmiş yaşantılarının bu günlerine tesirlerini, sevgilerini kıskançlıklarını acizliklerini, narsistliklerini çok iyi sergilemiş roman örgüsü içinde. hayatın içinde olmakta olanı tümüyle anlatabilmek hiçbir zaman mümkün değildir hiçbir yazar için. bence verilmek isteneni vermek, okuyucuya "ben bunu satıyorum siz de alırmısınız"nevinden ince bir teklif sunmaktır yazı yazmanın ve yayınlamanın amacı. gerisine okur karar verir ve bunu kendince yapar.
romanın bana kattığı en güzel yanı yaşamın içinde olup bitmekte olan şeylere başka bir hayat örgüsüyle, başka bir gözle daha bakabilmek oldu. ve bu yönüyle ben ahmet altan da ve bu romanda ne arıyorsam onu buldum, aramadığımı zaten almadım. okumak bu yüzden tatlı değilmidir zaten ?....

okunmadığı ve ilgi de çekmediği için tozlu raflar arasında kalmış tozlu tarih ve kültür tarihi kitapları, dursun gürlek' in üslubunda olduğu gibi kaleme alınsaydı akıbetleri böyle olmazdı elbet. maziye bir bakıver gibi daha nice kitaplara,Dursun Gürlek gibi daha nice yazar ve edebiyatçılara sahip bir ülke haline gelmek en büyük dileklerimizden. zihninize afiyyet, kaleminize kuvvet sayın Gürlek...