E-Dergi

‘Güzelliğin beyazlığını, alevlerin yüceliğine yeğlerim’. Bir kitap, bir insanı ne kadar etkileyebilir? Bir kitaba insan ne kadar emek verebilir? Bir kitap, ben insanım diyen birini gerçek bir insana dönüştürenilir mi? Bir kitabı ne kadar yaşayabilirsin? Cevaplarını alabilme şansını bulduğum klasiklerin baş tacı. Bir kitaba ne kadar emek verilebilirse verdim. Fantine ile sefaleti iliklerime kadar hissettim, Javert’in bembeyaz karanlığına şahit oldum, Valjean ile oturup ağladım, Bonapart ile Waterloo’yu yaşadım, Enjolras ile barikatlarda özgürlük ve devrim için savaştım, Gavroche ile Paris sokaklarını adım adım dolaştım... Hugo bana inanılmaz bir insanlık dersi verdi ve ben artık köle olmayacak insanların müziğiyle yaşıyorum!

Zehir kokusunu alabildiğimiz harika bir intikam hikayesi ve berbat bir yayın evi. Daha önce tecrübe ettiğim için bu yayın evini tercih etmemeye özen gösteriyordum fakat başka bir yayından bulamayınca artık mecbur kalarak aldım. Berbat çevirisini, basım hatalarını bir kenara koymalı ve bu zehirli hikayeye hakkını vermeliyim. Kitap ilerledikçe yoğun bir karakter akınına uğracaksınız. Kim kimdir dememek için internette karakterler açıklamaların olduğu herhangi bir sayfaya bakmakta fayda olduğunu düşünüyorum.

Cesur yeni dünya ve 1984'ten önce okuma şansım olsaydı dediğim kitap. Bilim kurgu ve ütopya/distopya türlerine öncülük etmiş harika bir eser. Sürükleyiciliğe gem vurmak istemiyorsanız önsözü kitaptan sonra okuyun, hatta 1984'ü henüz okumadıysanız o kitabı okuduktan sonra okuyun.

Her cümlenin altını çizmek isteyeceğiniz, Lord Henry'nin eşsiz çıkarımları ve kişilik betimlemeleriyle zihninizi doyuracağınız müthiş bir klasik. Kişisel fikrim bir solukta okumak yerine bir şarap gibi yudumlayarak okunmanız.

Çok güzel bir örneklem ile yabancılaşma, dışlanma konuları çarpıcı şekilde işlenmiş. Sefiller için denir okumadan insanım demeyin diye bence Dönüşüm de insan olmanın inşası için bir yapı taşı niteliğinde.