E-Dergi

Celaleddin Vatandaş,kalemi gerçekten kuvvetli bir yazar.Özellikle 'Vahiyden Kültüre' isimli çalışması her Müslümanın okuması gereken bir eser.
Bu kitabı da oldukça başarılı bulduğumu söylemeliyim.Kitap üç ana bölümden meydana geliyor.Birinci bölüm 'Ulusal kimlik' bu bölüm tamamen batılı yazar ve düşünürlerin fikirleri ekseninde ulusçuluk anlayışını tarif etmeye çalışıyor.Fakat bu bölüm gerçekten çok sıkıcı idi otuz sayfa civarında okuduktan sonra bıraktım ve ikinci bölüme geçtim.Bu bölüm Celaleddin Vatandaşın hiç tarzı olmayan bir üslup ile yazılmıştır.

İkinci bölüm ise 'Türk ulusçuluğunun doğuşu' başlığını taşıyor ve kitap da işin aslı bu bölüm sayılır.Türk ulusçuluğunun 1860 lı yıllar itibarı ile nasıl geliştirilmeye çalışıldığını buradan takip edebiliyorsunuz.Türk dili ve tarihi üzerine yapılan araştırmaları ve o dönemde gazetelerde çıkan yazı ve makaleleri inceleyerek hazırlanmış.
Üçüncü bölüm ise eklerden meydana geliyor.Burada bazı ilk Türkçülerin yazıları ek olarak yayınlanmıştır.Ali Suavi,Ziya Gökalp,Ömer Seyfettin ve Şemseddin Sami ila ahir...
Kitabın ana eksenini ikinci bölüm oluşturmasına rağmen bendeniz bunu yeterli bulmadım.Daha titiz ve derinlemesine bir çalışma yapılabilirdi.Ama en azından konuya bir giriş olması bakımından önemlidir.
Zaten bu konuda yapılmış çok sayıda çalışma da piyasada mevcuttur.

Merhum Mehmet Akif ile alakalı birçok kitap okudum.Bu kitap içlerinde en farklı olanı idi.Yazar şairin dostu olduğu için ve sürekli olarak kendi aralarında geçen muhavereleri aktardığı için kitap farklı bir değer taşıyor.
Yazar kitabı üç bölüm olarak ele almıştır.Birinci ve ikinci bölümleri oldukça sürükleyici bir üsluba sahipken üçüncü bölüm ise daha sıkıcı bir mahiyet arz etmektedir.
Merhum Mehmet Akif ile alakalı son derece önemli bilgiler içermektedir.ve Mehmet Akif konusunda araştırma yapacak birisi için kesinlikle en önemli kaynaktır diyebiliriz.

Yakın tarih ile ilgilenenler gayet iyi bilirler ki İstiklal harbi döneminde İpsiz Recep adı verilen eşkıya sonra da milli kahraman olmuş bir sima vardır.Fakat çok enteresandır ki İpsiz Recep’in adı o dönemde veya daha sonra yazılan yakın tarih kitaplarında pek geçmez.Mesela bir Çerkez Ethem veya bir Demirci efe kadar popülaritesi olmuş bir insan değildir.Muhakkak ki bazı faydaları olmuşsa da bu fazla bir ehemniyet arz etmemiştir.
Kitabın yazarı yazdığı bu kitabın bilimsel olduğu yönünde bir iddia sunmaktadır.Oysa durum bunun tam tersinedir diyebiliriz.Yazar sanki hayran olduğu bir insanın hayat hikayesini ballandıra ballandıra anlatmaktadır.Bir biyografiden çok sanki bir roman havası tarzında kaleme almıştır.
Yazarın bildiğimiz CHP zihniyetli cumhuriyetçilerden olduğu kesindir.Bunu tavrından anlamak ise oldukça kolaydır.Bu tip partizan zihniyete sahip kimselerin ise kaleme aldıkları yazılar her zaman için taraflı olmuştur.
Bundan dolayıdır ki ben bu çalışmayı beğenmedim.Ve İpsiz Recep ile alakalı bilgi almak istiyorsanız eğer diyebilirim ki başvurmanız gereken son kitap olmalıdır.

Alıştığımız Mustafa Armağan kitaplarından çok farklı bir çalışma.Aslında biz Mustafa Armağan'ı yakın tarih,Osmanlı ve Sultan Abdülhamit üzerine yaptığı çalışmalar ile biliyoruz.Fakat bu kitabı oldukça farklı diyebilirim.Bu kitabında Mustafa Armağan karşımıza bilim tarihi konusunda da benim söyleyeceklerim var der gibi çıkıyor.İşin doğrusu ben pek öyle olmadığını düşünüyorum.Bence Mustafa Armağan kendi kategorisinde seyretse daha isabetli olur.
Tarih konusunda üstadı daha verimli ve gerekli buluyorum.
Bence bu kitabı kimi noktalarda kafalarımızda soru işaretleri yaksada yinede gereksiz bence.

Dersim olaylarından İstiklal mahkemelerine darbelerden tutunda Sevr projesine kadar birçok konuda yine kalem oynatmış bizim üstad.Yine ezber bozan ve yeni diyebileceğimiz çalışmalarıyla yakın tarihe adeta kök söktürüyor.Fakat yine bir iki yazısını olduğu gibi bu kitabına almış.Bunu önceki yakın tarih serisinde de yapıyor.Acaba neden ?
Şuna inanıyorum ki Mustafa Armağan gibi yazarlara bol miktarda ihtiyacımız var.