Kitabın kapağında “Hz. Muhammed” yazmaktadır.İlk bakışta bir siyer kitabı intibaını vermiş olsa da,aslında siyerle hiçbir alakası yoktur.Kitabın tam olarak adını yansıtan ve içeriğini doğru bir biçimde ifade eden ise kitabın içinde ki başlıktır.Bu başlıkta şu ibare bulunuyor.”Ve Hz. Muhammed O’nun peygamberidir,Peygambere İslam inancında gösterilen hürmet” kitabın orijinal ismi de budur.
Kitap yazarın ana dili olan Almanca olarak kaleme alınmıştır.Yazar Türkiye de 5 yıl bulunmuş ve bazı üniversitelerde hocalık yapmıştır.Yazarın birçok müsteşrike göre daha bir objektif olduğunu kitabı okuyan herkes kolaylıkla görecektir.Anlaşılan yazar İslam’a ve onun resulüne oldukça sıcak bakmaktadır.Fakat anlaşılan o ki;bu sıcak bakış ve bunca araştırma,yazarı Müslüman yapamamıştır.Bir insan İslam ile bu kadar içli dışlı olduktan sonra nasıl olurda İslam’ı tercih etmez? Bu gerçekten anlaşılması oldukça zor bir durumdur.
Mustafa İslamoğlu hocanın “Üç Muhammed,iki tasavvur bir gerçek“kitabında:Üç ayrı peygamber anlayışını incelemişti.Bana göre çok güzel bir eser olan bu kitapta,Mustafa hoca bu üçlü tasnifi şöyle yapıyordu.1,aşırı yüceltmeci tasavvur 2,indirgemeci ve dışlayıcı tasavvur ve 3, olarak da gerçek peygamber.İşte oryantalist Annemarie Schimmel’in yazmış olduğu bu kitap da bu üçlü tasnifin birincisini ele almaktadır.En erken devirlerden hemen zamanımıza kadar olan süreçte İslam edebiyatında ki peygamberi yücelten unsurları ihtiva eden ve yorumlayan bir çalışma.Ben bu çalışmayı oldukça beğendiğimi ifade etmeliyim.Fakat bu arada oldukça da yetersiz gördüğümü de söylemem gerekir.Yazar da bizzat sonuç bölümünde şöyle söylemektedir ”Bu kitapta bir araya getirilmiş olan malzeme,Peygamberin yüceltilmesi bahsinde bulunması mümkün olan belgeler ve kaynaklar karşısında okyanusta bir damla gibi kalır” Evet yazar yerinde ve doğru bir tespit ile gerçeği teslim etmiş ve aynı zamanda mütevazılığını da ortaya koymuştur.
Kitap,Peygamberin çeşitli yönlerini farklı başlıklar altında inceleyerek,önce konu hakkında kısa bilgiler vererek başlamakta sonra ise yüceltmeci anlayışın şiirlerini ve nesirlerini vererek üzerine yorum yapmaktadır.Mesela Peygamberin mucizeleri ve menkıbeleri,peygamberin günahsızlığı,peygamberin isimleri,miraç,mevlid,gibi…
Yazarın kitapta birçok hatasını da görmekteyiz mesela Kur’an-ı Kerim’in Hz. Osman zamanında yazıya geçirilmiş olduğunu söylemesi gibi (sayfa 25)
Şimdi ise kitabın içeriğini daha iyi anlamanız bakımından,kitaptan birkaç örnek vereceğim.Böylece Peygamberi yücelteceğim veya onu methedeceğim diye işin nerelere vardırıldığını daha iyi kavramış olacaksınız.Örneğin Nebhani’nin şu dizeleri
“Ey Allah’ın elçisi! Ben bir yabancıyım,
Öyleyse koru beni,sen yabancıların sığınağısın.
Ey Allah’ın elçisi! Ben fakirim,
Öyleyse bana yardım et,çünkü sen fakirleri korursun.
Ey Allah’ın elçisi! Hasta ve zayıfım,
Öyleyse şifa ver bana,şifayı senden umarız!
Ey Allah’ın elçisi,sen bana yardım etmezsen eğer,
Kime sığınabilirim,kime?”
Görüldüğü üzere şirkin her türlüsünü içinde barındıran bu dizeler hayret vericidir.Nasıl oluyor da bu kadar ileri gidebiliyorlar.Ne kadar cesurlar öyle değil mi?
Yine Senai adlı tipik bir yüceltmecinin şu dizelerine kulak verin veya göz gezdirin.
“Ahmed’in şeklinin Adem’den geldiği doğrudur,
Ama özde Adem’in cismi Ahmed’den ötürü vardı.”
Burada ise Hz. Peygamberin bütün yaratılmışlardan önce yaratıldığı inancına bir gönderme vardır.Oysa Allah’ın kitabı “Muhammed ancak bir resuldur,ondan önce de resuller gelip geçmiştir” demektedir.Ne kadar cesurlar değil mi ? nasıl bu kadar cesur olabiliyorlar hayret doğrusu !
Yine peygamberi yücelteceğim derken,şaşırmış hatta kafayı tırlatmış diyebileceğimiz bir isim daha var.Kendini köpeklerden daha aşağı olarak gören bu şair(kudsi) şöyle söylüyor.
“Kendimi bir köpeğe benzettiğim için çok üzgünüm,
Çünkü senin sokağında ki bir köpekle
Kıyaslanmak terbiyesizliktir!”
Bu köpeklerle kendini bir tutmak veya daha aşağı görmek tarikat ve tasavvuf çevrelerinin bir alışkanlığıdır.Oysa Allah insanı “en güzel surette” yarattığını söylemektedir.Nasıl bu kadar alçalabiliyorlar!Yani esfel-e sefiline insan bu kadar mı yuvarlanır.?
Yine bir Hindistanlı şairin şu rezilane dizelerine bakınız
“Selam! Selam sana damat,Arabistanlı Muhammed!
Merhamet et,merhameti en bol olan sensin!”
Her kelimesi şirk kokan bundan daha iğrenç bir beyit olabilir mi bilmiyorum.
İşte bu kitap böyle nice rezilliklerle doludur.Ben sadece bir iki örnek verdim.Mustafa İslamoğlu Hoca “Üç Muhammed” kitabında bu kadar çok kaynağa başvurmamıştı.O sadece Kadı Iyaz’ın “şifa” ve Suyuti’nin “hasais” isimli kitaplarından yola çıkarak yüceltmeci anlayışı ortaya koymaya çalışmıştı.Acaba;İslamoğlu’nun bu kitaptan haberi var mı dır? Bilmiyorum ama eminim ki olsaydı faydalanırdı diye düşünüyorum.Bu kitap gerçekten iyi bir çığır açmış olabilir.Bu tip çalışmalara oldukça ihtiyaç vardır.