E-Dergi

Kitap Siyonizm’in teorisyeni ve ilk fiili “politik Siyonist” lider olan Theodor Herzl’in hatıralarının bir kısmından oluşuyor.Kitabın önsözünde,yazar bu hatıraların takriben iki bin sayfa kadar olduğunu söylemektedir.Yazar sadece Türkiye’yi ilgilendiren bölümlerini kitabına aldığını da vurgulamaktadır.Kitap gerçekten bir çok tarihi bilgi içermektedir.Theodor Herzl’in Filistin de bir Yahudi devleti kurmak için verdiği mücadeleyi de göz önüne sermektedir.Filistin sorununu anlamak ve İsrail devletinin nasıl kurulduğunu öğrenmek için son derece faydalı bir çalışmadır.

Kitabı hazırlayan ve oldukça hazin bir şekilde kaybolup bulunamayan yazarı da burada rahmetle anmak icap ediyor.

İnternette yaptığım araştırma da yazar hakkında hiçbir bilgiye ulaşamadım.Ayrıca yazarın başka da bir kitabına rastlamış değilim.Kitapların giriş bölümünde yazar hakkında bilgi verilmesi bence çok önemli.Birçok kitapta olmasına rağmen bu eserde maalesef yok.Fakat kitabı yayınlayan yayınevini incelediğimiz zaman genel olarak Cumhuriyet gazetesinin yazarlarından oluşan bir yazar kümesine sahip olduğu görülür.Ayrıca yazar bu kitabını yazarken Cumhuriyet gazetesinden faydalanmıştır.Bunu dipnot ve kaynaklarında görebiliyoruz.Bu durumda yazar hakkında varacağımız yegane kanaat ise Cumhuriyet gazetesi ve onun çizgisinde bir insan olduğudur.

Kitap çok emek verilmiş bir eserdir.İsrail devletinin kurulması ve daha sonraki etkileri oldukça geniş bir şekilde anlatılmıştır.Her ne kadar kitabın kapağında 1948-2006 tarihleri yazılmış olsa da,kitap daha eski devirlerden itibaren Yahudi tarihi,inancı ve bölge ile alakalı bilgiler vermektedir.Bölgede işgalci olarak bulunan İsrail’in Filistinli halka hatta Lübnanlılara nasıl zulümler yapıldığını gözler önüne sermektedir.

Kitap üç ana bölüm ve bir sonuç bölümünden ibarettir.Birinci bölüm İsrail devletinin nasıl ortaya çıktığını kapsamlı bir şekilde izah etmektedir.İkinci bölüm ise Araplar ve İsrail devletinin yaklaşık olarak altmış senelik maceralarını konu edinmektedir.Bu bölüm gerçekten çok usanç vericidir.Bölümün sıkıcılığı konunun kendisinde değil de olayların cereyan tarzından doğmaktadır.Ardı arkası kesilmeyen savaşlar,zulümler,yol haritaları ve barış planları-tabi ABD güdümünde ve hep İsrail yanlısı olarak-insanı adeta çıldırtmaktadır.Allah bu Filistinli kardeşlerimize sabır ve güç versin.Yazarın sonuç bölümüne yazmış olduğu on sayfalık tutar ise bazı değerlendirmelerin yanı sıra bazı öğütler de içermektedir.

Yazara bir iki noktada da eleştirilerim olacaktır.Birincisi;yazar sayfa 25 de “Varlıklarını yaklaşık elli yıl sürdürebilen Selçuklular,Cengiz han komutasında ki Moğol saldırıları sonucu yıkılmıştır.”demektedir.Bu son derece yanlış bir bilgidir.Kitabın bilimsel bir çalışma olduğunu düşündüğümüzde bunun çok bariz bir hata olduğu ortadadır.Birincisi Selçuklular Tuğrul bey zamanında 1055 tarihinde Bağdat’a girmiş ve İslam dünyasının bir çok yerinde hükümranlığı eline almıştır.Yani o tarihlerde büyük bir güç olarak ortaya çıkmıştı.Oysa Cengiz han daha doğmamıştı bile.Cengiz itilaflı olmasına rağmen 1155 de doğacak ve 1206 kurultayında “Çingiz hahan” ünvanı ile tahta oturacaktı.Ve bu tarihten sonradır ki Moğollar dünya tarihinde kendilerini hissettirmeye başlayacaklardı.Onun içindir ki Selçukluların saltanatının elli yıl sürmesini söylemek çok büyük bir hata olacaktır.Ayrıca Cengiz han 1227 tarihinde öldüğüne göre nasıl olurda onun komutasında Selçuklular yıkılır buda anlaşılır değildir.Selçukluların Moğollara yenilmesi ise 1243 tarihinde Baycu noyan komutasında Kayseri civarında Kösedağ savaşı ile vukuu bulmuştur.

Yazar sayfa 66 da İmparator Konstantin’in 325 yılında Hıristiyanlığı kabul ettiğini ve Roma’nın resmi dini haline geldiğini söylemektedir.Bu bilgi de düzeltilmeye muhtaçtır.İmparator Konstantin 325 yılında Hıristiyanlığı kabul etmemiş sadece İznik konsülünün toplanmasına ve Hıristiyanlar arasındaki bazı akidevi problemlerin çözülmesine ön ayak olmuştur.Bazı rivayetler İmparatorun ölüm döşeğinde iken bu dini kabul ettiğini söylemişse de bunlar zayıf rivayetler olarak kalmıştır.Ayrıca Doğu Roma İmparatorluğu Hıristiyanlığı 385 yılında resmi din olarak kabul etmiştir.

Bu iki eleştirimin dışında kitap gayet güzel bir çalışmadır.Üstün bir emek mahsulüdür.İsrail konusunu merak edenler bu konuda bilgi sahibi olmak isteyenler için derli toplu bir eserdir.

Kitabı üç ana bölümde mütalaa edebiliriz.Birinci bölüm,Vambery’nin hayatı ve faaliyetleri hakkında kısa bir giriş bölümüdür.İkinci bölüm Vambery’nin İngiltere ile Osmanlı (II.Abdülhamit) arasındaki arabuluculuk veya iki taraflı ajanlık faaliyetlerinin anlatıldığı bölüm.Ve üçüncü bölüm ise Vambery’nin Siyonistlerle (Theodor Herzl) Osmanlı (II.Abdülhamit) arasında ki yine bir çeşit arabuluculuk yapmasını anlatan bölümdür.

Kitap gerçek bir kaynak özelliği taşımaktadır.Kitabın yazarı Mim Kemal Öke İngiltere de yapmış olduğu çalışmalarla ortaya koyduğu vesikalara dayanarak kitabını hazırlamıştır.Ayrıca yazarın bir çok yerde kendi yorumlarını da eklemiş olması hem eseri zenginleştirmiş hem de daha renkli ve bilgilendirici kılmıştır.

Kitap çok önemli bir eser olmasına rağmen,kağıt kalitesi,boyutları ve baskısı itibarı ile hak etmediği bir şekilde yayınlanmıştır.

Oldukça ilginç bir çalışma olduğunu söyleyebilirim.Orhan Koloğlu gerçekte gazeteci olduğu için çalışmaları da genelde gazete kaynaklı oluyor.
Kitap adından ziyade “Osmanlıda masonlar” olarak adlandırılsaydı daha uygun olurdu zannederim.Masonluğun Osmanlıda ki gelişimini öğrenmek isteyenler için çok faydalı bir eser.

Yazarın daha önce “geçmişten günümüze masonluk tarihi” adlı çalışmasını okumuştum ve hiç beğenmemiştim.Bu da okuduğum ikinci kitabı ve bunu da hiç beğenmedim.Galiba yazarın başka kitabı da yok.Öyle anlaşılıyor ki;yazar entelektüel bir yapıya sahip değil.Sadece masonluk üzerine birkaç kitap okumuş ve kaleme sarılıp kitap yazmış bir vatandaş gibi…

Yazar bu kitabında Cumhuriyeti kuran masonları konu ediniyor.Kitabın giriş bölümünde yaklaşık yüz sayfalık bir bölümü masonluk tarihine ayırmıştır.Başlangıcı ve gelişmesi vs..
Kitabın ikinci bölümü ise “Cumhuriyeti kuran masonlar” ı konu ediniyor,fakat burada bir tuhaflık var.İsmi geçen şahısların sadece doğum tarihi ve ölüm tarihi,nerede doğup öldükleri ve hangi okulları bitirip devlette ne gibi görevler aldıkları kısa bir biçimde anlatılıyor.Yani adı geçen şahısların ne tip mason oldukları,bu işe nasıl başladıkları,neden böyle bir şeye ihtiyaç duydukları konusunda hiçbir bilgi verilmiyor.Tabi bu da konuyu sıkıcı bir hale getirmektedir.
Kitap popüler tarzda yazılmış bir kitaptır ve ciddiye alınacak bir tarafı yoktur.Zaten kitabın kaynakçası da evlere şenlik türden.Bir iki kitap ve bir iki internet sitesinden ibaret..
Tabi durum böyle olunca kitaba ve aynı zaman da yazara olan güven sarsılmaktadır.Zaten bu yazar benim nazarımda sabıkalı olduğu için bu kitaba kuşku ile yaklaştım diyebilirim.Yazarın sabıkasını öğrenmek isteyen arkadaşlar,yazarın diğer kitabına yazmış olduğum yoruma bakabilirler.