E-Dergi

Üstadın yıllar önce kaleme aldığı bu eser hakikaten bir yudumda okunan ve Evlad-ı Fatihan hakkında çok ibret verici bilgiler veriyor. Terk ettiğimiz yurdumuz.. Bizi bekliyor..

Eserde demirağlar ile örülen yurdun en büyük emektarının hazin öyküsünü ibretle okuyacaksınız. Cumhuriyet Türkiye'sinde heralde onun kadar büyük girişimci henüz yoktur. O ilk ve sondu. Halen tek başına ben uçak üreteceğim deyip yatırım yapacak birini bırakınız araba yapıp satacağım diyecek kadar bile cesur bir sanayicimiz yoktur.

Mehmet Baransu ve Tuncay Opçin sıradışı gazeteciler ve bu eserde alışılagelmiş eserlerin aksine sıradışı. İçerisinde çoğu yerde bulamayacağınız bilgileri delilleri ile göreceksiniz. Beni en çok etkileyen kısım Y.Nuri'nin çıplak uyarıcı olarak kendini yutturması olayının kamoyuna sunulması oldu. Buda toplum mühendislerinin ne kadar iyi çalıştıklarının bir göstergesi olsa gerek.

Anadolu'nun bağrında gizlenen nice kahramanlıkların yanında denizlerin derinliklerinde de bir sürü kahramanlık yattığının göstergesi bu kitap. Mustafa Ertuğrul ise hepimize örnek olacak bir Türk zabiti. Çaresizliğin hiç bir zaman bahane olmadığının da kanıtı aynı zamanda..

Eser yeri geliyor şukufecilik(lale yetiştiriciliği) dersi veriyor yeri geliyor devlet yönetimi ve idaresini öğretiyor yeri geliyor cinayet dedektifliği dersi veriyor polisiye bir roman gibi. Aşk ise tüm bu olayların temelini oluşturuyor. Lale devri İstanbul'unun ve sevgilileriyle birlikte laleye ve İstanbul a sevdalıların hikayesini çok güzel anlatıyor. İskender Hocaya bu eseri günümüz edebiyatına kazandırdığı için minnettar olmamak elde değil...