Toplam yorum: 3.083.020
Bu ayki yorum: 2.700

E-Dergi

denizmavi Tarafından Yapılan Yorumlar

19.03.2007

Yazar, 12 Mart 1971 sonrasında, 12 Eylül 1980'e giden süreci oldukça başarılı bir biçimde ele almış. Kitabın ilk bölümü yazarın incelemelerini kapsarken, ikinci bölüm ise dönemin kahramanları ile yapılan röportajlardan oluşuyor. Özellikle Kenan Evren ile yapılan röportaj tarihi belge niteliğinde. Bizi kimler hangi kafa ile kurtarmaya kalkmış, buyrun kendi ağızlarından, kendi gözleriniz ile görün.
19.03.2007

Biz hep ne öğrendik? "Ne mutlu Türküm Diyebilen Herkes Türktür", "Atatürk Milliyetçiliği Irkçılık İçermez"
Bu kitapta ise yazar, 1938'e kadar olan süreçteki milliyetçiliği ele almış ve devlete personel almak için verilen ilanları kitaba aktarmış. İlanların tümünde, alınacak personelin taşıması gereken niteliklerin değişmez şartı "Türk Soyundan Olmak", Türk Irkından Olmak", "Türk Kanı Taşımak" gibi maddeler.
İnanın bu kitap sizi oldukça düşündürecek.
19.03.2007

Yazar, İkinci Meşrutiyet'ten günümüze, devlet ideolojosine taraftar yetiştirecek eğitim anlayışının kökleşme sürecini oldukça başarılı biçimde ele almış. Bu arada, okuyucu kendine şu soruyu da sormadan edemiyor; eğitim, gerçekten devlet idolojisine taraftar yetiştirme amaçlı mı olmalı, yoksa, sorgulayıcı, karşılaştırıcı, analiz edici ve doğruyu kıyas yolu ile bulmayı sağlayıcı nitelikte mi olmalı? Devlet ideolojisine taraftar yerleştirilen bir eğitim sisteminde birey, gerçekten eğitilmiş mi olur, yoksa etrafına dökülmüş kalıpların içine hapsolmuş bir birey mi olur? Lütfen bu kitabı okuyun ve bunları düşünün.
19.03.2007

Yönetim bilimini mizahi bir uslupla anlatabilen oldukça ilginç bir kitap. "En uygun aday, iş başvurusu yapmayandır, pofesyoneller başvuru yapmaz, davet edilirler" diyor Parkinson.
Emeklilik yaşı kaç olursa olsun, yorgunluk yaşı -3 tür diyerek, çalışanların kendilerini emekliliklerine 3 yıl kala gevşettiklerini açıklıyor.
Hacim olarak küçükse de, buna benzer daha pek çok ilginç 'kanun' için tavsiye edilecek bir kitap.
04.02.2007

Büyük bir titizlikle yazılmış olmasına rağmen, tarihimizin buğulu geçmişi nedeniyle Latife Hanım konusunda da aydınlanmamış daha pek çok konunun bulunduğu muhakkak. Fakat buna rağmen bu kitabın bu güne kadar Latife Hanım hakkında yazılmış en kapsamlı kitap olduğunu düşünüyorum.
Yazar, Latife Hanımın köklü bir Türk ailesinden geldiğini bir kaç kez belirtmek ihtiyacını hissetmiş. Bu, bazı araştırmacıların Latife Hanımın Sabetay kökenli olduğunu ortaya atmasına karşılık olarak mı belirtilmek istenmiş anlamak güç. Ancak şu var ki Latife Hanımın ve ailesinin serveti ve yaşam tarzı, o dönem için bilinen Türk aileleri ile hiç örtüşmüyor.
Kitapta, Mustafa Kemal'in Topal Osman'ın saldrısından kurtulmak için çarşafa girerek kıstırıldıkları binadan kaçmış olmasının konu edilmesi mahkemelik olmuştu. Bu konunun başka pek çok kaynakta da belirtilmiş olduğunu biliyoruz. Yazar da zaten bu davadan beraat etti.
Her şeyiyle keyifli bir kitap.