Toplam yorum: 3.080.122
Bu ayki yorum: 0

E-Dergi

denizmavi Tarafından Yapılan Yorumlar

01.05.2007

Sovyet Rusya'sında, bir ailenin fertlerinin farklı zamanlarda ülkesinden kaçarak Fransa'ya yerleşmesi, burada casusluk yapmaya zorlanmaları, Rus ajanlarının da bu aile fertlerine ulaşmaya çalışması ekseninde geçen bir macerayı konu ediniyor. Yazar zaten eski bir üst düzey İngiliz ajanaymış. Bu da kurguladığı olayların gerçeğe yakın olabileceğini düşündürüyor. Yazarın okuduğum ilk kitabı. Eser Karakaş bir makalesinde kitabın okunmasını tavsiye ettiği için okudum. Fakat şunu söyleyebilirim ki hayatımda okuduğum en sıkıcı roman oldu bu. Konular birbirinden çok kopuk gelişiyor. Bir roman akıcılığı içinde okuyucuyu içine çekip sürükleyemiyor. Okuyana bir bilgi, düşünce genişliği kazandırmıyor.
29.04.2007

Ali Şükrü Bey, Birinci TBMM'de İkinci Grup'un fikir adamlarından idi ve Tan Gazetesinin sahibiydi. Bu gazetede yayınlamış olduğu yazılar nedeniyle Mustafa Kemal'in muhafız alay komutanı Topal Osman tarafından öldürüldü.
Kazım Karabekir de anılarında; "Mustafa Kemal, Ali Şükrü Bey'in Tan gazetesine ateş püskürüyordu, şimdi sırası mı bunların, gidin yakın, yıkın, ne yapıyorsanız yapın ama susturun şunu diyordu. Bunun çok fena tesirler uyandıracağını, basını susturmakla bir yere varılamayacağını, asla bu tür girişimlerde bulunulmaması yönünde ikazlarımı bildirdim." demektedir.
Ahmet Demirel, 68 sayı yayınlanan bu gazetenin makalelerini bu kitapta toplayarak çok güzel bir iş çıkarmış. Kendisine teşekkür ediyor, meraklılarına kaçırmamalarını tavsiye ediyorum.
26.04.2007

Sartre'yi tanımak isteyenler bu kitap ile başlamalı kesinlikle. Sartre'nin ikinci dünya savaşı başlamasından kısa süre 1939 Eylülünde sonra askere alındıktan, 1940 Haziranında esir düşne kadar yazdığı günlüklerden oluşan bir kitap. Sartre bu sıralarda 34-35 yaşlarında.
Benim anladığım kadarıyla Sartre pasif bir görevde tutulduğundan yazmak için bol bol vakti olmuş. Günlüklerinde bir romana başladığından bile bahsediyor. Ayrıca dönemin bir çok ünlü felsefeci ve yazarı da Sartre ile birlikteler. Keller, Gide ve Pieter'den günlüklerinde sık sık söz ediyor, birlikte yaptıklarını anlatıyor.
ünlüklerin bence bir başka önemli yanı, bulunduğu ortamda, hiç bir harici hazırlık imkanı olmadan, aklından geçenleri olduğu gibi, bütün saflığı ile defterlerine aktarmış olması. Defterlerin pek çoğu da kaybolmuş, ama elde bulunanlar da yeterince doyurucu. Sartre, bu sırada yaşadığı her gelişme karşısındaki duygularını da günlüklerine tüm çıplaklığı ile aktarmış. Sartre bu kitabında bazen güldürüyor, bazen hüzünlendiriyor. Sartre severler kesinlikle kaçırmamalı.
26.04.2007

Yaşam öyküsü perspektifinde ele alınmış bir pisikolojik çözümleme niteliğinde olan bu kitap Sartre sevenler için güzel bir seçim olabilir. Kişinin aile içinde yaşadığı serüven, yetişkinlik döneminde nasıl bir kişilik sahibi yapar sorusuna güzel cevaplar bulunabilecek bir kitap aynı zamanda.
15.04.2007

Atatürk "köylü, milletin efendisidir" diyordu. Ama uygulama gerçekten de böyle mi olmuştu. Yazar, Cumhuriyetin ilk yıllarından, tek parti iktidarının son yıllarına kadar olan dönemde, köycülük fikri üzerine eletirel çalışmalarda bulunuyor. Bu çalışmalar içinde en önemli bölümeri de, halkevlerinin ideolojik amaçları, köy enstitüleri ile varılması amaçlanan hedefler, toprak reformunun başarısızlığı, köylülük üzerine kurulu edbi çalışmalardan örnekler içinde Y.K.Karaosmanoğlu, S.Ali ve M.Ş. Esendal'dan örnekler ile iki savaş arasında Avrupa köylülüğü çerçevesinde karşılaştırmalı bir bakış yer almakta. Halk köylerde daha mı kolay yönetiliyor? İnsanları köylerinde tutmak için sanayileşmeye engel mi olmak gerekiyor? Cevaplar kitabın içinde. İnsanları daha kolay yönetebilmek için köyde tutma çabası ile, sanayileşmenin kaçınılmaz baskısı altında kalmış temelsiz politikaların, Türkiye'yi getirdiği noktayı gösterebilen güzel bir kitap.