Toplam yorum: 3.079.272
Bu ayki yorum: 6.150

E-Dergi

Turhan Yıldırım

1983 yılında İstanbul’da doğdu. Eskişehir Anadolu Üniversitesi İşletme Bölümü’nü bitirdikten sonra İstanbul Bilgi Üniversitesi’nde İşletme alanında yüksek lisans eğitimini tamamladı. Öyküleri Lacivert Öykü ve Şiir Dergisi, Hece Öykü, Altıyedi, Kirpi, Edebiyatist, Trendeki Yabancı, Parşömen Edebiyat, Litera Edebiyat, Oggito, İshak Edebiyat, Edebiyat Burada, Yazı-Yorum, Mahal Edebiyat ve Martı dergilerinde yayımlandı. Son olarak H2O Kitap tarafından yayımlanan Öteki Sesler seçkisinde bir öyküsüyle yer almış, ayrıca çeşitli antolojilere de öyküleriyle katkı sağlamıştır. Eserleri Kara Gergedan (Öykü), 2021 Modern Soslu Postmodern Makarna (Öykü), 2023

Turhan Yıldırım Tarafından Yapılan Yorumlar

17.04.2024

Dili başarıyla kullanan bir yazarın elinden çıkma Taş Sektirme Ustası. Okurken herhangi bir cümlede şöyle olsa daha iyi olur gibi bir düşünceye hiç düşmedi zihnim. İlk kitap için gayet yetkin cümle kurulumlarıyla karşılaşıyoruz. Dilinin sadeliği, akışkanlığı, pürüzsüz yapısı ve çok inip çıkmayan temposuyla bu kitabın kendine has bir dokusu mevcut. Kitabımızın ana anlatıcı birinci şahıs ve onun sesini iç monolog yoluyla duyabiliyoruz. Üçüncü şahıs anlatım, diyaloglar ve eserdeki kadın yan karakterin sesiyle birlikte çoklu anlatım Taş Sektirme Ustası'nda kullanılmış. Sadece yöntem değil içerik olarak da metnin modernist yapısına tanık oluyoruz. Kitabın içeriğinde Taş Sektirme Ustası olarak nitelendirilen anlatıcımızın bulunduğu topluma uyumsuz yaşamını görüyoruz. Kendini takıntı halinde suda taş sektirme tutkusuna kaptırmış, etrafında bulunan tüm insanlardan farklı yapısını bu şekilde dindirmeye çalışan fakat bulunduğu ortamın çemberini de aşamayan, çıkışsız bir karakter sunulmuş.
05.04.2024

Orhan Pamuk’un bir ara çok meşhur olan “Merhaba poğaçacı,” ifadesinin kökenlerini bu kitapta görebiliyorsunuz. Özellikle kitaptaki siyasi yazılarında ve bazı anılarında yazarın toplumumuzdan ne kadar uzak bir yerde kendisini konumlandırdığına şahit oluyorsunuz. Eserdeki edebiyat incelemeleri, özellikle de Laurence Sterne’ün Tristram Shandy romanı hakkındaki yazı çok doyurucu. Orhan Pamuk’un yazmaya ve romancılığa bakışını görmek adına da Öteki Renkler başarılı bir kitap. Eserin başında hacimli bir öykü bulunuyor. Anıyla kurmacanın karıştığı bu öykü fena sayılmaz. Orhan Pamuk’un ne kadar doğal bir anlatıcı olduğunu da özellikle kitapta yer alan anılarını okuduğunuzda gayet iyi anlıyorsunuz. Kitaptaki siyasi yazıları çok da dikkate almadan okuyabilirseniz eserin edebi kısmının gayet güçlü olduğunu görebilirsiniz. Son olarak Orhan Pamuk’un toplumdan ve bulunduğu koşullardan kopukluğuna, kızı Rüya’yla yaşadığı 1 Mayıs anısında tanık oluyoruz.
03.04.2024

Bu Kitabı Çalın, postmodern edebiyatın bütün unsurlarını bulabileceğiniz 12 öyküden oluşan nadide bir eser. İki yüz sayfalık yapıtta, postmodern polisiye, oyun kavramı, üstkurmaca, metinlerarasılık gibi postmodern edebiyatın önde gelen anlatım tekniklerini görebiliyoruz. Edip Cansever'in Ben Ruhi Bey Nasılım ve Oğuz Atay'ın Korkuyu Beklerken adlı eserleriyle birlikte Birkaç Dolar İçin öyküsünde Sergio Leone'nin aynı adlı filmiyle de metinlerarasılık yapılmıştır. Üstkurmaca tekniği ise kitaba ismini de veren öykü olan Bu Kitabı Çalın'dan başlayarak kitapta yer alan çeşitli öykülerde görülmektedir. Özellikle Yazarın Belleği adlı metinde anlatıcı kurmaca karakterin kendisidir ve kendisini oluşturan yazarın zihnini bizlerin gözleri önüne sermiştir. Bu Kitabı Çalın hem yazma, yazarlık üstüne olan düşüncelerin kurmaca içinde aktarımı hem de başarılı anlatım dili, yaratılan atmosfer, enteresan karakterlerin varlığı gibi noktalarıyla oldukça başarılı bir postmodern öykü kitabı.
01.04.2024

Metal Hayatlar kitabı ismiyle büyük şehrin ortak derdine sahip insanlarını niteliyor. Kapağında kafasında kurma mekanizması olan insan kafası çizimi bulunan eserin ilk öyküsüyse "Demir Çağı" adını taşıyor. Bu metinde yazarın tabiriyle "makinebaşı insanları" kozmopolit şehirlerin mavi yakalıları anlatılıyor. Kondunun sakinlerini, kapana kısılmış, hayatını çalar saatin alarmı üzerine kuran makineleşmiş, devamlı koşturan insanları, sürekli değişen yolları, otoparkları, bitmek bilmeyen inşaatları anlatıyor Berna Durmaz. Kitaptaki tüm öykülerde ister birinci şahıs, isterse de üçüncü şahıs anlatıcı olsun ortak bir dil söz konusu. Anadolu'nun sözlü anlatı geleneğinden gelen anlatımın büyük şehrin sorunlarıyla harikulade bir şekilde harmanlandığını ve kendi has bir üslubu meydana getirdiğini görebiliyoruz.
29.03.2024

Çok katmanlı, üç ayrı anlatıcıya sahip romanın ana ekseninde İstanbul'un Kartal ilçesindeki Aydos Ormanı'nda yaşayan 8 hanelik topluluğun yersiz yurtsuz edilişi konu edilmiş. İsimleri ölünce tamamlanan, Dav, Yun gibi adlara sahip bu topluluk romana göre 2013 yılında yerlerinden edilir. Böylece Dav ve ailesinin yolculuğu başlar. Kitapta gözü açık, gözü kapalı, sol gözü kapalı, sağ gözü kapalı, iki nokta üst üste gibi bölümler arası işaretler bulunmaktadır. Gözü açık bölümünde Dav'ın hikâyesini üçüncü şahıs anlatıcıyla, gözü kapalı bölümünde gündüz düşsel bir mekâna giden Dav'a içine girdiği zamansız fantastik dünyayı anlatan ikinci şahıs anlatıcı sesiyle Mukim karakterini, iki nokta üst üste bölümlerindeyse zaman olarak 2015 yılında bulunan Edip’le de birinci şahıs anlatıcıyı görürüz. Romanda Edip karakteri üzerinden üstkurmacayı, bölüm başlarındaki epigraflar ve bölümler içinde geçen "Dorian Gray Şarap Evi" gibi ifadelerle metinlerarasılığı görürüz.