Toplam yorum: 3.078.622
Bu ayki yorum: 5.500

E-Dergi

sayarmo_sawinto Tarafından Yapılan Yorumlar

03.06.2023

Roman sürekli yüzeyde gezinip bir türlü derine inemeyenlerden. Orta sınıfın buhranı, hüznü, başarısızlıkları aynı masayı paylaşan insanlar yoluyla anlatılmış. Kimse hayatından, bulunduğu yerden, kitabın geçtiği yerden memnun değil. Bu memnuniyetsizlik okura geçmiyor. Kitabın başında orta sınıfın yüzeyselliğinden mi kaynaklanıyor diye düşünürken ilerledikçe kitabın başarısızlığı olarak yorumladım.
03.06.2023

Dans Vebası, 16.yüzyılda Fransa’nın Strazburg kasabasında gerçekten yaşanmış bir olay. Açlık ve sefalet içinde kendini kaybeden halk bir anda toplu şekilde dans etmeye başlıyor. Açıklaması oldukça zor olan bu dans histerisi yaklaşık üç ay sürüyor ve o dönemde birçok ölümle sonuçlanıyor. Jean Teulé, Dansa Davet kitabında tarihin bu akılalmaz olayını kurgulayarak aktarmış bizlere. Ruhban sınıfın umursamazlığı, doymazlığı ve çaresiz kalan toplumun kolektif bir biçimde bilincini yitirmesini okuyoruz. Oldukça etkileyiciydi. Okumanızı tavsiye ederim.
03.06.2023

En zor roman yarışması yapılsa kesinlikle bu kitapla o yarışmaya katılır ve gözüm de arkada kalmazdı. Ne okudum ya da okumadım bilmiyorum. Ama bildiğim bir şey varsa kitaptan hiçbir şey anlamadım. Sanırım Nobel Ödüllü bu yazarın ülkemizde kitaplarının çevrilmemesi altında yatan nedenlerden biri de yazarın anlaşılmazlığı, deneysel tarzda eserler vermiş olması. “Flandra Yolu” 1960 yılında yazarın ününü dünya çapına duyuran bir kitap ve Simon’un dilimize çevrilen ikinci romanı, bunun yanında bir de Nobel töreninde yaptığı konuşmanın metni kısa bir kitap olarak basılmıştı. Bu konuşmayı da okumuştum, yazar sanki roman yazmış. Konuşmadan da zerre kadar bir şey anlamadım, acaba sorun ben miyim? Yazarın “Tramvay” isimli diğer romanının ise şu bu iki esere göre nispeten daha elle tutulur, anlaşılır bir yanı var.
03.06.2023

Kitabı on sayfada bir geri dönerek okudum. Karamsar bir ruh durumum vardı okurken o yüzden sanırım, yakın buldum kendime. Bunun dışında karamsarlığın varlığını bilerek fakat umursamayarak resmen tiiye alarak yazdığı için keyifliydi.
Bildiğim kadarıyla yazarın son kitabı ve kafa ayıkken yazılmadığı izlenimini veriyor. Hatta kafanıza işleyip sizi de güzel yapıyor diyebilirim. Yazar da farkında olacak ki kitabın bir yerinde "Bu kitabın hiçbir yerini ikinci kez okumadığım aşikar. " yazıyor. Beni en çok etkileyen sanırım bu samimiyetti.
03.06.2023

Taşra da bir araba içinde başından vurulmuş bir polis memuru bulunur. Polis öldüğü için, bu cinayet başka durumlar hakkında şüphe uyandırır ve bu dava, hem İstanbul'da hemde Almanya'da görev almış krimonolog komiser Berlach' a teslim edilir.
Bazı ipuçları diğer polis memurlarından saklanır ve komiser bu soruşturmayı kendine özgü yöntemlerle çözmeye çalışır. Bulduğu ipuçları, komiseri hiç beklemediği kişilerle karşı karşıya bırakır.
Belki kuzey ülke edebiyatı olması belki de yazarın şahsi üslubu sebebi ile polisiye okumayı sevmeme rağmen beklediğim etkiyi uyandırmadı. Özellikle İstanbul vs. görünce kurgu içinde birşeyler bekledim ama birkaç cümle dışında İstanbul ile ilgili hiçbir şey yoktu. Film tadında bir eser olduğunu söyleyebilirim muhtemelen sonu ile vurucu etki bırakmayı uman eserlerden biri.