Toplam yorum: 3.080.122
Bu ayki yorum: 0

E-Dergi

salihfurkan17 Tarafından Yapılan Yorumlar

24.03.2011

“Tarih Kavramı Üzerine” tezlerini içeren “Walter Benjami: Yangın Alarmı, Tarih Kavramı Üzerine, Tezlerin Bir Okuması” üzerinedir. Özellikle de VII. tez irdelenmeye değerdir. Kitaptaki VII. tez tarihçi ve tarihteki galip gelenlerle ilgili. Flaubert’in Kartaca için yazdıklarıyla açığa çıkan empati ve üzüntü kavramları. Bu üzüntünün niteliğinin açıklık kazanması. Tarih yazımcının üzüntüsü galip gelenle ilgilidir Benjamin’e göre. Her kim hükmediyorsa, o her zaman galip gelenlerin mirasçısıdır. Dolayısıyla galip gelenle empati kurmak hükmedene her zaman yarar sağlar. Tarihsel maddecinin bunu görünce aslında bir anlamda utanması gerekir. Şimdiye dek zafer elde edenlerin hepsi, bugünün mağluplarının vücutları üzerinde yürüdükleri büyük zafer alaylarına katılırlar. Ganimet de doğal olarak zafer alayına katılanların olacaktır. Benjamin, tarihselciliği galip gelenlerle özdeşleşmekle itham eder. Bazılarının tarih sandığı şey, muhtereme göre “galiplerin tarihi” olsa gerektir.



23.02.2011

Alışkanlıklarımızı ve seçkinlik diye tabir ettiğimiz yaşantımızı absürt bir gözden geçirme fırsatı veren Tanpınar, geniş bir üslup. Sözün bereketi, hicvin üstadı. “Saatleri Ayarlama Enstitüsü”, yıkık bir harabe içerisinde parlayan yıldız romanlarımızdan. Dört bölümü var: Büyük Ümitler, Küçük Hakikatler, Sabaha Doğru, Her Mevsimin Bir Sonu Vardır. Roman içtimaî ve ruhî bir başkaldırı niteliğinde. Sosyoloji ilminin Türkiye şubesi. Eserin gerçek ve gerçek üstü tarzı, bir dönem tahlilini kahramanların –özellikle Hayri İrdal’ın- güçlü hayal dünyasıyla birleştiriyor. Tanpınar, Yakup Kadri ya da Peyami Safa gibi terazinin sadece bir kefesine yüklenmiyor: ortak bir problemi ortaya koyuyor. Arada kalan insan. Arada kalan toplum.
14.02.2011

İhsan Eliaçık, tarihe damgasını vurmuş Müslüman liderle ilgili çalışmalar yapmıştı. Bunlardan biri de günümüze en yakın olanlardan, tarihe damgasını örnek lider olarak vurmuş Ali İzzet BEGOVİÇ’ tir. Çağımızın insanı o kadar umursamaz ki ki, özellikle en yakınımızda olanları bile çabuk unutmaktayız. Bu tip eserler bibliyografya tadında mümtaz kişilikleri tanıtabiliyor.
14.02.2011

İçinde çok farklı kavram ve konuları sembolleştiren bir eserle karşı karşıyayız. Siyaset, felsefe, sosyoloji ve din bunlardan sadece birkaçı. “Tüm bunlar bir ışık ve hepsi “Doğu” dan gelir.” demeye getiriyor münevverimiz. Doğuyu bilmeyenlere bir isyan, tanımak isteyenlere rehber aslında eserimiz. Hiç gündeme gelmemiş, gündeme geldiğinde üzerinde muhakemeye değer bir şey bulunamamış eserler ve konuları peşi sıra tanımaya çalışacağımız orijinal bir içerik. Amacı ders vermek değil, tanıtmak.
12.02.2011

Kitap Siyonizm, CIA ve MOSAD gibi havalı kavramların üzerinde yıllarca durulduğu popülist bir yaklaşımın ürünü değildir. İnsanlığın içinde bulunduğu bu korku tünelinin, 1948’den beri dünyaya saplanan hançerine, nasıl çaresiz kalındığının bir göstergesidir.