E-Dergi

Hoş hatıralardan müteşekkil, düşündürücü bir kitap. Özellikle Mevlana'nın söylediğini bildiğimiz bazı sözlerin aslında ona ait olmadığını anlattığı bölüm çok düşündürücü... Yani "ne olursan ol yine gel" sözünün dahi Mevlana'ya ait olmadığını söylüyor Şefik Can Hoca.

Eskiden söylenmiş, yaşanmış; ama asla eskimeyecek olan sözler, hatıralar... İskender Hoca yine kütüphanenin baş köşesine konacak bir kitap yazmış...

Özellikle yazmadan geçemeceğim; "Bir dilbere dil ver ki cemâli ola bâkî / Meyl eylediğin sûreti dilber mi sanırsın" satırları da kitapta görüp ziyadesiyle hoşlandığım Muallim Naci beyitidir.

Her şiirinde ayrı bir lezzet tattırıyor Sunay Akın bize. Hele ki "Büyüklerle ben yapamıyorum, çocuklar da almıyor beni oyunlarına... Devlet dairesinde yangından kurtarılmayacak sıkışmış bir çekmece gibiyim; açılamıyorum sana..." şiiri beni mest ediyor.

Beklediğimden çok çok daha güzel bir kitaptı. Hikâye çok akıcı, insanı kitaba bağlıyor adeta... Kitabı okuduktan sonra, "hemen diğer kitaplarını da okumalıyım" diyeceğinize eminim.

Mevlana ki aşk adına binlerce beyit yazmıştır; fakat yine de "aşk nedir üstad?" diye soranlara "ben ol da bil" demektedir... Yani aşk, kelimelere sığmayandır; ancak ve ancak yaşanılandır... Her kim ki aşk adına konuşur, bilinmelidir ki o kişi aşktan bîhaberdir... Lâkin aşk adına ille de bir söz söylenecekse, bu da Mevlânâ'nın sözü olacaktır. Ve o sözlerin hayat bulduğu eşsiz eser, Divan-ı Kebir'den seçme bölümlerden oluşmuş AŞK ŞEHRİ de mutlaka okunmalıdır...