E-Dergi

30 sayfa not çıkardığım; Marksizm'in siyasal ve ekonomik boyutunun yanında insana ve onun oluşturduğu topluma yaklaşımını, bu yaklaşımın öngördüğü politik düzen anladığım; Liberalizmin tutarlı tutarsız yanlarını örnekleriyle gördüğüm; Anarşizm'in aslında ne demek olduğunu ve ne öngördüğünü kavradığım; Faşizmin günümüz yorumu dışında tarihsel perspektifte nasıl olduğu ve nasıl bir toplum düzeni öngördüğünü okuduğum bu kadar özlü ve aynı zamanda dolu ilk kitap. Konu hakkında bilgi sahibi olmak isteyenler parça parça, zamana da yayarak hiç sıkılmadan okuyabilirler. Konuya ilgi duyan ve merak eden okurlar için yer yer ezberlenesi, hiç sıkmayacak, akıcı ve kolay anlaşılır bir kitap.

Tarihte yolculuk ediyoruz. Soğuk savaş sonrası sinsi bir sömürgeciliğin altında kıvranan dünyaya tam olarak hangi tarihte düştük, emin değiliz... Ancak buna karşı Wall Street ile doruğa ulaşan o direnme enerjisinin 1999'da Seattle'da ilk kez o kadar ihtişamlı parladığını biliyoruz. Bu kitap da o milattan başladığı yolculuğa bir davet niteliği taşıyor.

Gerçek silah tüccarları kimler? Peki savaşlardan fayda kazananlar, borsa rakamlarını şişiren bombalarla ceplerini dolduran kimler?

Göz yummak sadece korkudan değil; aynı zamanda bilgisizlikten kaynaklanır. Bu kılavuz küçük ebatıyla kapitalizme karşı dev bir ansiklopedi ve pasif bir direniş silahıdır.

Umuttan kopmanın ölüm demek olduğu bir yolda yürüyen şairin; tarihin arkasında bıraktığı karanlık günlere; anlara yazılmış şiirlerinden oluşuyor. Dolaştığı sokakta düşlüyor, düşlüyor, endişeleniyorsunuz. Aslında: "insan ilkin usta olur / sonra sonra çırak / bir baştan bir başa / böyle bir şeydi yaşadıklarımız." sözü kitabı ve şairi mükemmel anlatıyor.

Edebiyatın egemen gücün karşısına yerleşip ezilenin yanında saf tutması, karşımızda doğal bir süreç olarak durmaktadır. Tarihte en ses getiren örneklerinden biri olan Suçluyorum, kuruyan ormana Dreyfus'la çakılmış bir kıvılcımdır. Sonrası, Fransa'da tutuşan ve yangınları tutuşturup başkaldıran edebiyattır.