E-Dergi

Gerçekleri duymaya tahammül edemeyecek olanların ve beyni örümcek bağlamış olanların okumaya dayanamayacaklarını düşünüyorum. Diğer herkese (Özellikle müslümanım ve hanefiyim diyen) şiddetle tavsiye ediyor, büyük usta Yaşar Hoca'yı da rahmetle anıyorum.

Kesinlikle çok güzel, son derece akıcı, bir çırpıda okunuveren ve hakkındaki tüm güzel ve ölümlü yorumları sonuna kadar hakeden bir eser. Kesinlikle tavsiye ediyorum.

28 Şubat döneminde İskender Pala'nın kendisinin yaşadığı olayları konu alan bir eser. Akıcı bir dille yazılmış. Ancak bireysel olayları konu almasının da etkisiyle döneme döneme her yönüyle ışık tutmadığını, bu açıdan sınırlı ve kısıtlı kaldığını düşünüyorum.

Suç ve ceza. Ne söylenebilir ki? Böyle bir eser hakkında öyle uzun uzadıya yorum yapmak kesinlikle haddim değil. Dostoyevski yazmış ben ne diyeyim. Kendi adıma söylüyorum, beni sarsan birkaç kitaptan biri olduğunu söyleyebilirim. Suç ve ceza mutlaka okunmalı ve Raskolnikov mutlaka tanınmalıdır.

Kitabın akıcı ve sürükleyici olduğu yorumlarına katılmıyorum açıkçası. Ama incelemeler, hep gözümüzün önündeki insanlar, bu insanların ilişkileri ve akrabalıkları, ülkemizin yakın tarihinde yaşananlar hakkında yazılanlar o kadar ilgi çekici ki insan gerçekten kitabı elinden bırakamıyor. Tabir caizse insan kitabı ağzı açık bir şekilde okuyor. Soner Yalçın gibi bir gazeteciye yakışır derecede detaylı bir çalışma olmuş. Resmi tarihin dikte ettiği bazı tabuların aksine bilgiler de söz konusu. Kesinlikle okuyanın, kitabı okumak için ayırdığı vakte değecek bir kitap olduğunu düşünüyorum.