E-Dergi

Bu kitabın her satırından, her sayfasından zevk aldım ve konusuna, olay örgüsüne, karakterlerine hayran kaldım. Sahte bir cinayetin suçlusu olarak gösterilerek kardeşleri ile birlikte aslında nefret ettiği İngilizlere hizmet etmek zorunda kalan İain, zamanla güçlü,korkusuz ve adamları tarafından sevilip saygı duyulan bir savaşçıya dönüşür. Birgün tam bir kızılderili saldırısının ortasında kendini Annie’nin kurtarıcısı olarak bulur. Annie ise zalim amcasının elinden kaçarken yakalanıp bir hırsız olarak iftiraya uğramış,damgalanmış ve sürgüne gönderilmiştir. Savaşın ortasında ve komondoların arasında kendine tekrar özgür bir dünya yaratmaya çalışan Annie ve İain’ın sürekli artan tutkusu, sizi boğmayan İngiliz-Fransız çatışmaları , İain’ nın adamlarının Annie’ yi sorgusuz kabullenişi ve daha birçok detay bu kitabı eşsiz kılıyor. Kesinlikle zevkle okunabilecek çok güzel bir örnek...

Peşpeşe annesini, babasını ve ağabeyini kaybedince acımasız bir üvey teyzenin eline düşen Elysia, bir gün yakışıklılığı,çapkınlığı ve şeytani öfkesi ile nam salan Kont Alex’le karşılaşır ve birlikte bir komplonun kurbanı olup evlenmek zorunda kalırlar. Evlilikleri İngiltere-Fransa arasındaki kaçakçılık çetesi ile bağlantılı insanların arasında , bir çok yanlış anlaşma eşliğinde, sürekli güven ve sadakatlerinin sınandığı bir ortamda ilerler...
Bu kitapta aslında duyguları-nefreti-nedeni-niçini bir kaç satırda da aktarılabilecekken herbiri için özel bölüm ayrılmış çok fazla karakter var, bunlar kilit rolünü oynayıp bir daha da karşımıza çıkmıyor ve bu uzun anlatımlar sürekli ana konuyu bölüyor. Bunun yanında Alex ile Elysia arasındaki duyguların aktarımı ise yüzeysel kalmış. Bu yüzden bu, benim tam olarak severek okuyamadığım, bitirirken biraz zorlandığım bir kitap oldu...

Kate’in TV sunuculuğu kariyerinde değişiklikler yaşadığı bir dönemde, çocukluğunun her anında ona destek olan komşusu Jesse, ünlü çapkın ve kahraman golfçü kimliğinden biraz uzaklaşmak için, evine geri döner. Onunla tekrar karşılaşmasıyla Kate’in yarım kalmış aşkı seneler sonra tekrar alevlenmiştir. 18 yaşında arkasında bıraktığı masum küçük Kate’in çekici, zeki ve güzel bir kadına dönüşmesi ise Jesse’de planlamadığı bir duygusal karmaşaya ve tutkuya neden olmuştur.
Kitabın ilk 300 sayfası arkadaşlar arası e-mail akışı ve Kate ile Jesse arasında bir türlü sonu gelmeyip “sonra” lara bırakılan tutku patlamaları döngüsü içinde geçiyor. Sürekli bir tekrar gibi gözüksede aslında bu kısımlar bile hiç sıkıcı değil, her sayfa eğlenceli-muzur ve akıcı diyologlarla sarmalanmış durumda... :) Kitabın sonlarına doğru ise tüm sorunların çözüme ulaşma aşaması çok güzel ilerliyor. Bence her sayfasından keyif alınacak bir kitap bu...

İngilizlerin Normandiya halkı üzerinde egemenliğini yaymaya çalıştığı 11. yy da geçiyor olaylar. Aimery ile kendine miras kalan toprakların sahibi olmak için Onunla evlenen Madeleine arasında zamanla yoğunlaşan aşkın gerisinde bir çok olay şekilleniyor. Bu ikilinin arasındaki ilişki genelde güvensizlik ve yanlış anlaşma üzerine kurulu ama aralarındaki tutku hepsinden baskın... Aimery ise sıradışı bir karakter, “Altın Geyik” olarak Normandiyalılar arasında bir kahramanken İngilizler arasında bir asi olarak görülüyor. Geri planda ise bu dönemdeki yaşam tarzını, mücadeleleri ve gelenekleri gözlemliyoruz. Farklı bir dönemi anlatan güzel bir tarihi aşk romanı diyebiliriz. Ancak ben bu kitabı okurken biraz zorlandım, özellikle ilk 50-60 sayfa da sanki yazarın aklındaki yoğun olaylar cümlelere tam aktarılamadığından bir çok anlatım havada kalmıştı ama zamanla konuda-anlatımda akıcılık kazandı. Güzel bir kitap ve ben uzunluğuna rağmen 1 günde bitirdim ama bana göre yine de birşeyler eksikti...

Kaprisli, yüzeysel ve çekiciliğiyle ön plana çıkan Jeannette ile, çekingen, tam bir kitap kurdu ve gözlüklerin arkasında hep görünmez kardeş olan Violete, birbirine tııpatıp benzer ikizler kardeşlerdir... Jeannette’ın bencilliği düğün sabahı da ortaya çıkar ve Raeburn Dükü Adrian’la evlenmekten vazgeçip Violet’i kendi yerine geçmeye ikna eder. Yıllardan beri Adrian’a gizlice aşık olan Violet bu mutluluk şansını geri çeviremeyip kendini büyük bir yalana mahkum eder.

Bu yalan o kadar ortaya çıkmaya mahkum ki heran “eyvah şimdi anlayacak” endişesiyle satırlar arasında kayboluyorsunuz. Konu bence çok güzel, sıradışı, çeviri de akıcı. Bir solukta okuyup,ne ara bittiğini anlayamadığım güzel bir kitaptı...