E-Dergi

Başarılı bir parti organizatörü olan Katie, ürettiği şaraplarla meşhur, birbirine çok bağlı, İtalyan kökenli bir ailenin kızıdır. Birgün dişli bir avukat olan Zach’dan bir iş teklifi alır, aslında tercih edilme nedeni Zach’ın oğlu ve Katie’nin kardeşinin daha 18 indeyken evlenmeye karar vermesi ve Zach’ın bunu engellerken kendine bir müttefik aramasıdır. Ancak çapkınlığıyla ünlü Zach, neşeli yemek seramonileri arasında, Katie’nin ve onun ailesinin etki alanına girmeye başlamıştır bile... :)

Bu, çok akıcı diyaloglarla güzel bir konunun harmanlandığı, oldukça kolay ve zevkli okunan, sevebileceğiniz bir kitap... Benim çok hoşuma gitti, hoş/boş vakit geçirmek için ideal :) ...

Kasabanın en zengini olan Guy ile adı fahişeye çıkmış Revlen’in ilişkilerini tüm kasaba kabullenmiştir ama bir gece ikisi de kaçarak ortadan kaybolur. O geceden sonra Guy’ın ailesinin büyük oğlu Gray yükü omuzlar ve ilk iş Revlen’in sefil ailesini kasabadan kovar.
Faith yıllar önce yaşadığı ve “süprüntü” damgası yiyerek kovulduğu kasabaya, bu kaçışın gizemini aydınlatmak ve hem kasabaya hemde çocukluğunun aşkı Gray’e aslında temiz, namuslu ve başarılı bir hayatı olduğunu gösterebilmek için geri döner.
Ben L.H.’ın bu kitabına bayıldım, konu o kadar güzelki satırları okurken içiniz eriyor. Faith’in azmine, Gray’in ikilemlerine ve ikisinin arasındaki tutkuya kapılıyorsunuz, herşeyi o an-orda-onlarla birlikte yaşıyorsunuz...Anlatım, çeviri, basım özeni dört dörtlük... Bence Linda Howard’ın en güzel kitaplarından biri bu...

Hawkscliff dükü platonik aşkı öldürülünce, Onun katilini tuzağa düşürmek için gözde bir fahişe olan Belinda ile bir anlaşma yapar. Bir dükle fahişenin aşkının bir sonu olamayacağını bilmelerine rağmen, Hawk ve Bel aralarındaki çekime karşı koyamazlar.
Aralarındaki statü farkından dolayı şatafatlı Londra yaşamı yerine bazen sefil ortamlarda da gelişen konusuyla kitap aslında olduça güzel ilerliyor...Ancak çeviri bence başarılı değildi. Genelde okuduğum satırlar havada kalıyordu. Bazen olayın geçtiği yer ya da zaman ya da kişi devam satırları ile uyuşmadığından dönüp tekrar okumak zorunda kalıyordum, çok olmamakla beraber basım hataları da vardı. Yine de bence bunlar göz ardı edilerek keyifle okunabilir

Cordelia evlenmeye zorlandığı Daniel Sinclair hakkında laf almak için kendini kuzeni Sarah olarak tanıtarak Daniel’ın dostu ve yardımcısı olan Warren ile tanışır. Ancak burdaki tek yalancı kendisi değildir çünkü Daniel’da aynı nedenle kendini Sarah Parker olarak düşündüğü kişiye Warren olarak tanıtmıştır. Zamanla bu kandırmacalı tanışıklık bir aşka dönüşür.
İkisi birbirine bağlanırken gerçek kimliklerinin baskısıyla yaşadıkları ikilemler o kadar çook uzatılmış ki artık kitabın son sayfalarına ulaştığında gerçek kimliklerin ortaya çıkma ümidini yavaş yavaş kaybeder oluyorsunuz..Basım hatası yok, çeviri de güzel ama bence kitap ilerlemiyor çünkü olaylar sürekli kendini tekrarlıyor,konu çok iyi aktarılmamış. Serinin ilk 2 kitabına nazaran ben çok da sevmedim bu kitabı...

Zirveye ilerleyen Chinooks takımının başarılı kaptanıyken geçirdiği araba kazası ile Mark’ın tüm hayatı değişir. Hem artık hokey oynayamayacağına alışmak hem de zorlu bir iyileşme sürecini atlatmak zorundadır. Takımı, kısa boylu, cıvıl cıvıl, inatçı, gözlere zarar renkli bir giyim tarzı olan Chelsea’yı Mark’ın asistanı olarak işe alır. Chelsea başlarda Mark için bir başbelası iken birden fantezi dolu rüyalarının kadın kahramanı olmuştur. Ne kadar kendini bu sinir olduğu kızdan uzaklaştırmaya çalışsa da zamanla Chelsea’ya olan tutkusu rüyaları ile sınırlanmayıp tüm hayatını istila eder...
Kitap yine R.G ‘ nın o bir solukta okunan , neşeli diyologlarla süslenmiş anlatımıyla ( –ki buna bayılıyorum) bir solukta bitiyor. Ancak bu kitapta karakterlerin iç sesleri diyologlardan daha baskın...Basım hatasız, akıcı ve güzel çevrilmiş dört dörtlük bir kitap daha sizi bekliyor...