Toplam yorum: 3.084.381
Bu ayki yorum: 4.065

E-Dergi

_*papatya*_ Tarafından Yapılan Yorumlar

14.03.2009

Zülfü Livaneli'nin bu okuduğum ikinci kitabı, köşe yazılarından takip ettiğim üstat yine kalemini konuşturmuş.
filmini de izledim itiraf edeyim ki yazarın kaleminin güzelliği kadar filmede hayran kaldım...
satır aralarından on cilt daha çıkarılacak bir eser...
11.01.2009

okumakta geç kaldığım etrafımda hemen hemen herkesin okuduğu bir kitaptı şeker portakalı.geç de olsa okudum. bir çocukla sohbet eder gibiydi.çocuk dünyasında ufak bir gezinti oldu benim için...
01.08.2008

bugün bile büyük küçük hepimizin tekrar tekrar izlemekten büyük keyif aldığı, güçlü oyuncu kadrosunun yanında güçlü bir kalemden çıkan hababam sınıfı romanının yazarı üstad Rıfat Ilgaz'ın bu öykü kitabını elime aldığım heyecanla okuyamadım malesef:(
arada bir keyif veren öykülerde vardı ama kitabın genelinde "yok sanırım bir sonraki öykü güzledir' diye başladığım her öyküde "ay bitse de kurtulsam" modundaydım:) başka kitaplarında şansımı denemeliyim sanırım:)
03.12.2007

İsmail Bilgin’in “Sarıkamış Beyaz Hüzün”den sonra okumuş olduğum ikinci kitabıdır; “Medine Müdafaası / Çöl Kaplanı Fahrettin Paşa” . Kitap zevkine güvendiğim bir dostumun hediyesiydi. Kendi tercihim olmamasına rağmen bir önceki kitabından aldığım hazzı alacağımı düşünerek okumaya koyuldum. Sarıkamış Beyaz Hüzün kitabında yazmakla kalmayan yazdıklarını yaşatan , insanın uykularını kaçıracak kadar ya da ruyalarını kabusa çevirecek kadar etkileyen yazar İsmail BİLGİN’in bu kitabından aynı elektriği ne yazık ki alamadım .
Anlatımda çok tekrara gidilmesisinin sıkıcılığı, çelişkili olaylar, gereksiz abartılar…
Kitabı bitirdikten sonra Fahrettin Paşa hakkında yazılmış diğer kitapları ve onun hakkında yazılmış yazıları inceleme gereği hissettim kendimde. Buna sebep; bu kitapda ki anlatımla karşılaştığım güçlü bir paşadan ziyade içinde bulunduğu şartlar gereği her komutanın yapması gerekenleri yapmış olmasına rağmen abartıya boğulmuş, şişirilmiş bir paşa çıkıyor karşıma.
Bu kitapta “Çöl Kaplanı” benzetmesi ile anlatılan Fahrettin Paşa bana göre; inadı uğruna kayıplar veren, insanlar susuzlukla savaşırken bahçeler kurduran, takati kalmayan askerlerin enerjilerini gereksiz yerlere harcatan, milliyetçilik ve duygusallık yanı ağır basan ama yeterli stratejiyi geliştiremeyen dik başlı ve inatçı bir komutan… Tek başınıza ıssız bir ada da yaşamaya terkedilmiş ya da yaşamayı tercih etmiş olsanız bile sadece kendi iradenizle alınmış kararlarla bir yaşam idame ettirilemiyeceğini her aklıselim insan bilir. Kaldı ki onca insanın hayatını riske atarken bu kadar dikbaşlılık ve bu kadar inatçılık göstermek niye…
Son olarak: ne Fahrettin Paşa’ya ne de yazara karşı önyargılıyım ben sadece kitabın bana yansıttıklarını paylaştım….
04.09.2007

Zülfü Livaneli'nin "Leyla'nın Evi" kitabını okurken rastlamıştım Emine Çaykara'nın "Melek Annem ve Ben /.." isimli kitabına...
Benim de bir melek annem var hem ismi Melek hem kendisi. isimden çok etkilenip hemen listeme aldım ve bir çırpıda da okudum...
Ne hayatlar yaşanıp bitmişti bizlerden önce, kimler gelip kimler geçmiş ve bu dünya kimlere ev sahipliği yapmıştı ve kimbilir bizlerden sonra da hangi yaşamlara ev sahipliği yapacak hangi acılara hangi sevinçlere şahitlik edecekti...
Hayatın bizlerin yaşayıp görüp, beğenip arzu ettiklerimizden ziyade başımıza gelenlerden ibaret olduğunu bir kez daha anlayacağımız ve annelerin gerçek birer melek olduklarını bir kez daha kavrayacağımız bir kitap.
hani öyle bir kahve içimi mutluluklardan bir tad kalır ya damağınızda işte öyle birşey...