E-Dergi

Baykurt'un otobiyografik dizisinin 3. kitabı. Köy Enstitüsünden mezun olduktan sonra öğretmen olarak ilk ataması Kavacık köyüne yapılıyor. Köy Enstitülü bir öğretmeni bu kitapta görüyor ve tanıyoruz. Ölçüsüz yoksulluk ve yoksunluktan gelen köylü çocuğu Fakir Baykurt'un TÖS başkanlığına ve ünlü romancılığa kadar ulaşan şaşırtıcı kariyerinin başlngıcı bu kitapta anlatılıyor.

Türk köylüsü ile Türkiyedeki amerikalılar arasındaki ilişkileri konu alan, Nazmiye Demireli de devreye sokan, köy gerçeğini ve anti emperyalist bakışı farklı bir açıdan değerlendiren bir kitap. Olay 60'lı yıllarda geçiyor. 68 devrimcileri de fonda kendisini gösteriyor.

Bir türlü "Güven"emediğim yazar Türkali, 40' lı yılların Güveninden sonra bu kitapla 68'i anlatmaya kalkmış. YYalancı Tanıklar Kahvesi galiba bu yönlendirilmiş yazarın en kötü kitabı. Tek Kişilik Ölüm bile bundan ıyıydi.

1960 öncesi sol hareketi illegal Türkiye Komust Partisi temsil ediyordu. Hiç bir zaman bir kaç yüz kişiyi aşamayan kadrolarının işçi tarafı Yunan Bulgar mubadili Roman kökenli tütün işçilerinden, aydın tarafı ise yine Rumeli kökenli az çok okumuşlardan oluşuyordu. 2. dünya savaşına girerken Komintern diğer ülkelerdekiı komunist partilerini kendi haline bırakmıştı. Güven bu dönemduki TKP'yi fon almış bir roman. Edebi olarak da tarihi olarak da bana bir şey ifade etmedi. Yazarın hiç bir kitabına güvenmediğim gibi, Güven' e de güvenmedim.

Fakir Baykurt'un fazla öne çıkmayan ancak en sevimli romanlarından (yoksa büyük hikaye mi?) birisi. Köygöçürende olduğu gibi yine üniversite çevresinden akademisyenlerin köyle ve köylüyle ilişkilerinin ironisi yapılıyor. Diğer yapıtlarının aksine "Yayla" köy gerçeğini daha aydınlık bir atmosferde ele alıyor. Evet, yoksunluk ve yoksulluk yine en önde, ancak hava karanlık ve puslu değil. Baykurtu tam olarak anlamak için Yayla okunmalı.