E-Dergi

Kitabın adı güzel, Mehmet Coşkundeniz de aşkı biliyor ama şöyle bir günlük adeta, yani adı gibi bulmadım, hatta sıkıcı da geldi. Ama birileri kendine ait bir şeyler bulabilir.

...Onu seviyorum.... Seansın sonunda, sıklıkla olduğu gibi birbirirmize uzun uzun baktık; çok yoğun bir andı; en azından benim için, zaman ötesiydi, için için eriyordum. Birçok kere gözlerini indirdiği bu derin bakışmaların ardından ayağa kalktı. O anda beni öpmeyi azuladığına...
Her ne kadar sıkıcı gibi görünsede konunun hazzına varıldığında okumaya değer görüyorum, tabii anlatılması zor olduğundan yukarıdaki alıntıyı rastgele seçtim, karar sizin,

Katniss....! herşeye rağmen 12.mıntıkadan arkadaşı ile birlikte Açlık Oyunları GALİBİ... Asi, inatçı, dediğim dedik cinsinden mi desem yoksa fikirlerinin ardında duran cinsinden mi desem örnek bir kişilik...
Capitol'de bir ilki başlattı, 2 kişi olarak galibiyetini onaylattı. Ama bu ona çok pahalıya mal olacaktı, zira capitol otoritesini sarsmanın intikamını bir şekilde alacaktı...!? Katniss bir başkaldırıyı ateşledi, mıntıkaların gizliden gizlıye isyan planlarına önder oldu adeta, tüm mıntıkalar kaynıyor yer yer isyanların kıpırtıları başlıyor...
Capitol daha sert önlemlerle karşılık veriyor, acımasızca... her mıntıkanın galıplerıni karsı karşıya getiriyor, güya çeyrek asır oyunları ya bir özelliği olmalı, maksat otoritesini korumak... Tüm oyunların galiplerini arenaya sürüyor tabii başta Katniss ve peeta, oyun içinde oyunlar sergileniyor.
İnsanı meraktan çatlatan, aynı zamanda akıcı bir uslupla yazılmış bir roman, bağımlılık yapıyor adeta, elinden bırakamıyorsun, Şeker Bayramına rağmen 3 günde okudum, halen de etkisinden kurtulamadım... ancak ne kadar yazsam da anlatamıyacağım en iyisi herkesin okumasını tavsiye ediyorum, çünki gerçekten müthiş, alınacak çok dersler var... okumaya değer...

Şöyle vakit geçsin diye baştan bir – iki sayfa göz gezdireyim dedim, baktım kitabın yarısına gelmişim, Aşk Romanları yazan bir kadının nasıl olurda aşk konusunda böyle acemi olacağı aklımın ucundan bile geçmezdi… Günü birlik arkadaşlık, değişik birliktelikler ve sonunda seçtiği erkeğin Gay çıkması…! O’nu bir erkekle yakalamasa farkında bile olmayacak, … gözyaşı, üzüntü, bezginlik…..
Çocukluğunu geçirdiği bahçevanlarının oğlu ile karşılaşır, ünlü bir gazetecidir ve oldukça da yakışlıdır Sebastiyan, üstelik hovarda günübirlik aşklarla yaşayan, bir kadına bağlanma olasılığı olmayan biri.
… ve aşk öyle bir kesiştiriyor ki yollarını… derken ertesi gün kitabı bitirmişim, anlıyorsunuz değil mi?

Osmanlı sonrasında taşları bir türlü yerine oturtamayan Balkanlar barut fıçısı… Bu bağlamda Balkan gerçeğinin özü olarak gördüğü Kosova’yı tarihi ve siyasi olarak ele almış olan Osman Karatay’a göre şiddet ve korkunun kol gezdiği bu bölgede kan davası yediden yetmişe herkesin gözünde şekillenmiş bir kanlı ova’dır.
Derinlemesine bir Kosova tarihi, bilmemiz gereken gerçekler, istatistiki olarak verilmiş veriler ve komple Balkan psikolojisinin anlatıldığı çok yararlı bir kitap olarak görüyorum.
Tabii süper güçlerin gelecekteki hortumları ile daha fazla somurma işlemini nasıl uygularız gerçeğinde düzenlenmiş planlarının bir parçası bence…!, yavaş yavaş uygulanmakta ve bizler ancak farkına vardığımız sinsice planların bir parçası da ülkemizde uygulanmıyor mu?
İsterseniz okuyun da görün eyy vatandaşım, okuyun da ülkemizdeki olaylarla karşılaştırın, bakın bakalım 100 sene evvel yazılmış senaryoların adım adım sinsice uygulanması bizleri nerelere getirmiş, çok geç olmadan bir uyanabilsek keşke…