E-Dergi

Bir Veba salgını kadar olmasa da oldukça zorlu geçen bir salgın geçirdiğimiz dönemde tavsiye üzerine alıp okudum. Her ne kadar genel itibariyle içinde bulunduğumuz durumla ilgili olsa da roman olay vasıtasıyla, insan zihninde felsefik tartışmaların fitilini ateşleyen bir kitap olması nedeniyle, roman tekniği olarak vasat, akıcılık biraz zayıf, felsefik tartışmaların yoğun işlendiği, yazarın öznel fikirlerinin yoğun savunulduğu bir roman olarak karşımıza çıkıyor. Yazara ait Yabancı romanını da okuduğum zaman kısmen benzeri düşünceler oluşmuştu kafamda. Farklı olarak bu romanda gerçeklik duygusunun biraz daha yoğun olduğunu düşünüyorum. Nobel ödüllü yazarlara karşı belli bir seviyenin üzerinde olduğu ön kabulüyle, daha ihtimamla okumak gibi bir önyargım olduğundan değerlendirmem biraz acımasız kaçabilir. Ancak dediğim gibi Nobel ödüllü bir yazar için biraz zayıf kalmış bir eser. Yine de vakit kaybı denemez. Kesinlikle okunmalı.

Okuduğum en ilginç polisiye-dedektiflik romanı diyebilirim. Her şeyden önce romanı etkileyici hale getiren hikayenin gerçeklik duygusu. Bu çok başarılı işlenmiş. Her ne kadar katilleri baştan bilseniz de 'Neden? ve Nasıl?' soruları sizi sürüklemeye devam ediyor. Toplumdaki linç duygusunun tezahürü olan jüri kararıyla idam da oldukça başarılı bir şekilde resmedilmiş. İdam cezasının gerekli olup olmadığı da yazarın nesnel bakışıyla okuyucuya sunulmuş. Yazar herhangi bir fikri savunmamış olsa da size zihni bir tartışmanın yolunu açmış. Romanı okurken gerçek bir olayın dava dosyasını okur gibi hissediyorsunuz. Bu bakımdan roman yazım tarzı size çok ilginç gelebilir.

Birkaç saat içinde okuduğum bir kitap. Zaman zaman kendini iri yarı karakterin yerine koyuyor insan. Türk yapımı 'Abim' filmine benzerliği beni şaşırttı. Daha başka bu romandan esinlendiğini düşündüğüm filmler de olduğunu düşünüyorum. Ana tema dostluk ve yardımlaşma olsa da yaradılıştan gelen bazı engellerin insan yaşamında nasıl değerlendirildiğine şahit oluyorsunuz. MEB 100 temel eser içinde bulunan kitap kesinlikle okunmalı. Kütüphanemdeki yerini alan bu başarılı romanı herkese tavsiye ediyorum.

Yazarın okuduğum ikinci romanı. Her ne kadar şibumi kadar etkileyici bir roman olmasa da okunabilir. Bu romanda yine Bask kültürü arka planda işlenmiş. Ana konu olarak ilk başta aşkın işlendiğini sanıyorsunuz. Sonlara doğru aslında tüm dokunun psikolojik ilmeklerle işlendiğini fark ediyorsunuz. Karakterlerin yalanlarla kurduğu kendi iç dünyalarına da sıkılmadan bir yolculuk yapıyorsunuz. Eğer romanı kendi emsalleri ile kıyaslarsanız çok başarılı. Ancak yazarın Şibumi romanıyla karşılaştırmak çok da mümkün değil. Ortak yanı Bask kökenli karakter. kesinlikle okunmalı.

Beklentimin çok üzerinde bir romandı. Parçalara ayırsak içinden en az 5 tane roman ve belki 50 tane öykü çıkartılabilecek kadar dolu bir roman. Aynı zamanda şiddet ve cinsel içerik kısımlarının ayrıntılı anlatılmadığı, bu sayede yazarın sosyal sorumluluğunu yerine getirdiğini düşündüğü değişik bir yapıt. Okumaya başladığımda biraz karışık gelen ancak ilerledikçe her karmaşanın bir nedene bağlandığı güzel bir olay örgüsüne sahip bir kitap. Kitabı bitirdikten sonra olaylardan ziyade felsefik ve psikolojik değerlendirmelerin zihne yapışıp kaldığı, akıcı ve aynı zamanda çarpıcı bir eser. Eğer okursanız pişman olmazsınız. kesinlikle tavsiye ediyorum.