E-Dergi

Öncelikle belirtmek gerekirki, eğer tarihe ilginiz varsa ve olayları biraz olsun kronolojik olarak okumayı seviyorsanız bu kitaptan önce Wladimir Bartol'un yazdığı Alamut - Fedailerin Kalesi isimli kitaptan sonra okuyun. Bu kitaba gelicek olursak, Hayyam'ın el yazması Rubaiyat'ın Semerkanttan başlayıp, Atlantikte biten ama aslında sonsuza kadar yaşayacak hikayesi anlatılıyor. Oldukça akıcı bir dille hem Hayyam ve Rubaiyat'a hem de İran'ın o dönemki yaşananlarına tarihine tanıklık ediyorsunuz.

Tarihin ilk profesyonel suikast ekibinin kurucusu olan Hasan Sabbah ve Kalesi Alamut'u, Haşhaşileri ve fedailerini anlatan, akıcı bir dili olan kitaptır. İnsanlara genelde kitap tavsiye etmekten çekinirim ama bu kitap, hem tarih açısından hemde anlatım açısından oldukça etkileyici bir kitaptır. Hasan Sabbah ve Alamut Kalesinin Hocaları tarafından eğitilen fedailerin yaşamı, Fedailere Hasan Sabbah tarafından türlü simya oyunları ile vaad edilen gerçek ama "sahte" Cenneti göreceksiniz bu kitapta. Bu arada eklemeden edemeyeceğim. Bu kitabın ayrılmaz bir parçası Amin Maalouf - Semerkant kitabını da okumanızı tavsiye ederim. Hatta ikisini peşpeşe ya da yakın zamanlarda okumanızı tavsiye ederim.

Oldukça alaylı ama bir o kadar cesur bil dille yazılmış bir kitap. Alaylı, çünkü yazılan konular üzerine, mevcut düzen üzerine bir eleştiri yapılmış. Cesur, çünkü mevcut düzen, olaylar ve olgular üzerine, aslında hepimizin haykırmak istediği gibi cesaretle kaleme alınmış. Deneme kıvamında realizm kokan oldukça başarılı bir kitap. Kitabı okumak isteyenlerin kitabın yazarı Emre Yılmaz hakkında internetten biraz araştırma yapmalarını tavsiye ederim. Çünkü biraz yazarı tanımak bu kitabı daha iyi anlamaya yardımcı olacaktır.

Aslında bakıldığında, şu an internet gazetelerinin mizah bölümlerinde ya da mizah sayfalarının bir köşesinde bu tip bir çalışmaya rastlamak oldukça olasıdır. Zeki Kayahan Coşkun, Türklere özgü olayları kendi mizahi anlatımıyla harmanlayarak bizlere sunuyor. Kitabı okudugunuz kendinizden çok şey bulacağınız gibi bunun yanında oldukça da eğleneceksiniz. Genel bir şey söylemek gerekirse oldukça eğlenceli ve okurken tebessüm ettiren ve hatta " Harbiden böyledir." derdirten bölümlerin yer aldığı bir çalışma. Benim gibi 70-80 tarihleri arasında doğmuş ve her yer betonarme binalar dolu değilken, mahalle maçı yapılabilecek boşluklar bulabilen ve o keyfi yaşayan kişilerin okuması gerekir diye düşünüyorum. Çünkü bizden oldukça fazla tad var. Okurken bir tebessüm olacaktır illa ki.

Kitap bundan yıllar önce yazılmasına karşın aslında, o zamanlardan bu zamana hiç birşeyin değişmediğini gösteren güel bir kitap. Öncelikle kitabı hiç okumamış ve almak isteyenlere şunu söylemek istiyorum. Kitap size Borsayla ilgili müthiş hesaplama teknikleri, grafik yorumlama sanatı gibi şeyler vaad etmiyor. Eğer bu beklentiler içindeyseniz gidin daha teknik kitaplar alın. Bu kitap Küçük yaşta Borsa salonlarında bulunan bir adamın, Borsa üzerine yaşadıklarını anlatmakta. Teknikler ve kavramlardan ziyade işin psikolojisi ve perde arkasında dönen oyunları anlatmaktadır. Ve şunu rahatlıkla söyleyebilirim ki teknik şeylerden daha fazla şey öğrenecek göreceksiniz.