E-Dergi

Scott Kelby, anlaşılmaz fotoğraf terimlerinden kaçınarak, samimi bir dille kaleme aldığı bu kaynakta, fotoğrafla ilgilenen amatörlere daha iyi fotoğraf kareleri yakalamak üzerine tiyolar vermektedir. Özellikle samimi dilinden dolayı oldukca beğendiğim bu kaynakta, pratik bilgiler altında reklam içeren söylemlerde bulundugunu da belirtmek isterim. Kitabı genel anlamda değerlendirmek gerekirse (1. cilt için söylüyorum) kitap aslında nasıl ışık kullanılır, hangi diyafram ayarı daha iyidir gibi bilgilerden ziyade, fotoğraf çekerken daha etkili kareler elde etmek üzerine mizahi bir üslüpla tiyolar ve hileler öğrtemekte.

Kitabın sunum kısmında şöyle bir yazı vardı. "Zaten doğuştan bir çizim yeteneğiniz olsaydı, bu kitaba ihtiyacınız olmazdı." Çizime ve özellikle de Karakalem tekniğine ilgi duyan benim için bu kitabı almama yetecek bir cümleydi. Kitabı aldım ve azimle çalıştım. Çok klasik olacak ama düz çizgi bile çizemeyen ben, şu an ortalama iyi çizimler yapabilmekteyim. ama şunu hatırlatmakta fayda var, Bu kitabın sihirli bir gücü yok, sadece sizlere doğru teknikleri göstermekte. Gerisi sizin çalışma ve isteğinize bağlı. Çizime merakı olanlar, yeni başlamak isteyip hiç fikri olmayanlar için oldukça tatmin edici bir kitap. Ayrıca herhangi bir kursa gidenler için de yardımcı bir kaynak niteliği taşımaktadır.

Bir Nebze olsun, Elif Şafak ile ilgili önyargıları ortadan kaldırıp, bu kitabı okudugunuz da, önyargının bir hayranlığa dönüştüğünü göreceksiniz. Çünkü bende öyle oldu. Kitap içinde kitap okuyorsunuz. 1200 li yılların Konya!sını Mevlanas'sını ve Şems'ini yaşarken, diğer yandan günümüz dünyasında, Bir editörün hayatının bir parçasını ve aile olgusu üzerine yaşananları görüyorsunuz. Olduka akıcı sıkılmadan okuyacagınız ve hatta üzerine Mevlana ve Şems hakkında çok şey öğreneceginiz güzel bir roman.

50'li yaşlarını yaşayan Harry, içinde kibiri ve kendini beğenmişliği temsil eden bir Bozkırkurdu yaşadığına inanmaktadır. Harry ne zaman insana dair güzel şeyler yaşasa ya da düşünse, içindeki bozkırkurdu, bu düşünceleri dağıtıyor ve kibirli kişiliğini baskın kılıyor. İşte içinde hem insani hem de bozkırkurduna özgü kişilikler barındıran ve bunun şizofrenik bir durum olduğunun kabullenen Harry günün birinde kendisi üzerine bir incelemenin yer aldığı bir not alıyor. Notun içeriğinde Harry'nin içinde yaşattığı Bozkırkurdu olgusunun aslında kendi kurgusu oldugu ve bir kuruntu olduğu söyleniyor. Karşıt olarak insanın içinde onlarca hatta binlerde kişilik olduğu savunuluyor.
Kitap 200 sayfa olup benim görüşüme göre, ilk 100 sayfası, insanın iç dünyası üzerine oldukca güzel betimlemeler içermesine karşın, ikinci 100 sayfası ise biraz daha hayal dünyası içinde geçmektedir. İlk 100 sayfası için söyleyeceğim tek şey, oldukça güçlü bir yazım olduğudur.

Kitabımızın kahramanı Jean-Baptista Grenouille kokulara karşı müthiş bir algı yeteneği olan fakat, kendine ait kokusu olmayan birisidir. Kokulara karşı yeteneği öyle gelişmişki; Duvarların arkasını, hatta millerce uzakları sadece kokularla görebilme yeteneğine sahip. Bir gün kahramanımız bu yeteneğiyle dünyanın en ünlü parfümcüsü olmaya karar verir ve kendisi için dünyanın en güzel kokusunu yaratmaya karar verir. Patrick Süskind'in Gözle görülen dünyayı, kokularla tasvir etmesini hayranlıkla okuyacaksınız. Kim bilir belki de kokularla görmeye başlayacaksınız. Şimdiye kadar okudugum Romanların arasında en ilginc ve bir o kadar etkileyici tasvirlere sahip kitap.