İFA serisini, bir kişisel gelişim kitabı olarak değerlendirmemek gerektiğini düşünüyorum. Çünkü bunun da üzerinde olan, biraz psikoloji, biraz sosyoloji, biraz bilim ve çokca biyoloji boyutundan, kadim bilgilerle harmanlanmış bir seri.
İşte bu noktada doğunun kadim bilgisiyle, batının yeni bilimini harmanlamış Sinan Canan'ın İFA serisinin ilişkiler ve stres içerikli ikinci kitabı; olumlu ve zengin sosyal ilişkiler boyutunda, diğer insanlar olmadan, sevmeden ve sevilmeden, güvenebileceğimiz insanlar olmadan, neden yaşayamıyoruzun ve bunların eksikliğinde neden ömrümüzün kısaldığının cevaplarını arıyor ve çözüm yollarını gösteriyor. Kitabın bence en önemli bölümü düşük stresli yaşam bölümü. Doğal ortamından koparak şehirlerde yaşamaya başlayan insanların, yeni stresler üreterek normalde doğada çok işimize yarayan stres sisteminin, nasıl bizi pençesine alarak öldürdüğünü gösterip, stresi yönetme farkındalığını oluşturuyor.
"Öleceğiz ve bunu biliyoruz! Ne kadar genç ve sağlıklı, ne kadar güçlü ve güvende olursak olalım hepimiz bu açık ve çıplak gerçekle karşılaşacağımızın farkındayız." (s.122) diyor varoluşsal kaygılarla. Bu kaygının kaynağının ise "insan zihninin şimdi de, şu an da uzun süre duramadığından" (s.120) kaynaklandığını vurguluyor Sinan Canan.
An farkındalığının önemini belirtirken "Anı yaşamakla anlık yaşamanın" (s.131) arasındaki farkı da gösteriyor Canan.
Mizahın etkilerini, erkekler ve kadınlar arasındaki komiklik farkını, sosyal medyanın beynimizdeki ve ilişkilerimizdeki tahribatını, fedakârlığın matematiğini, kaderi ve daha birçok konuyu Sinan Canan penceresinden bulabileceğiniz bu kitabı, şayet bu konulara ilgiliyseniz severek okuyacak ve güzel bir farkındalık yakalayacaksınız.