Toplam yorum: 3.082.620
Bu ayki yorum: 2.300

E-Dergi

Hatice Arslan Tarafından Yapılan Yorumlar

04.08.2010

Çok yakın bir arkadaşımdan ödünç alarak okudum bir romandı.Ve gerçek olduğunu bilemekte ayrı bir heyecan yaratıyor.Yazar Kitabın sonundaki fotoğraflarla da bunu belgelemiş zaten.
04.08.2010

“Yani tarih daima kazananlar tarafından yazılır. İki kültür çarpıştığında, kaybeden silinir ve tarih kitaplarını kazanan taraf yazar… kendi davalarını yücelten ve kaybeden düşmanı küçük düşüren bir tarih. Napolyon bir zamanlar, “Tarih, üzerinde anlaşmaya varılan bir masaldan başka nedir ki? Demişti. Gülümsedi. “Tarih , yapısı itibarıyla daima tek taraflı bir tutanaktır.”

Kitap bilimsel-kurgusal özeliklerle ve tarihi, dini sanatsal bilgilerle beslenerek kurgulanmış polisiye-gerilim romanı. Anlatımı ve konunun akışı bir bulmaca gibi birbirine bağlanışı ile okuyucuyu sürüklüyor ama kitabın edebi yönü zayıf., çabuk okunan ve tüketilen bir kitap.

Bence Da Vinci gelmiş geçmiş en büyük dahi, bilgin. Bu kitabı okuduktan sonra Da Vinci’nin eserlerine tekrar bakmak gerekir diye düşünüyorum.
04.08.2010

Judith Mcnaught son yıllardan keşfettiğim romantik yazarlar arasında en yeni olanı. İçimizde büyüttüğümüz hayal ettiğim o aşkların en güzel anlatımlarını onun kitaplarında bulabilirsiniz. İçinde Aşk Saklı ise yazarın ilk kitabı. Kesinlikle film tadında bir kitap. Bazı yerlerde fazla betimlemelere giriliyorsa da ki bu çoğu aşk romanında mevcuttur,genel anlamıyla insanı sürükleyen neler olucağını merak ettiren, aşkı, tutkuyu, adaleti, iyiliği, merhameti, öfkeyi kısacası tum kişisel duyguları içerisinde barındıran bir roman. Dikkatli bakarsanız insana insan ilişkileriyle ilgili dersler veren bir yanı da var. Eğer ruhunuzu biraz aşkla yoğurmak istiyorsanız veya o duyguyu hissetmeye ihtiyacınız varsa bu kitabı okumanızı öneririm.
04.08.2010

Aslında tüm insanlık, türümüz hep karşı cinsi etkilemek, kur yapmak ve sonunda onunla birleşmek için çabalamıyor mu? Bilinçaltımızda ne kadar farketmesekde herşey bu 11 dakikanın etrafında dönmüyor mu? Doğruluk payı tartışılabilir ama kesinlikle bana göre buyuk bir paya sahip..
Yazarın dediği gibi “Dünya yalnızca on bir dakika süren bir şeyin çevresinde dönüyor.”
04.08.2010

Roman kahramanımız Piraye‘nin şiire merak sarmasının ve geleceğini paylaşacağı insanın onu şiirle etkilemesini istemesinin sebebi Piraye isminin Nazım Hikmet‘in o kızıl saçlı, masum bakışlı, iyi yürekli sevgilisinden gelmesinden başka birşey değil.
Bu pencereden bakınca ismin insan üzerindeki etkisi var gibi. Konumuz romanın analizi değil elbette fakat bu soru her zaman bende ukte olarak kalmıştır. Somut kaynaklarla ıspatlamak da mümkün olmadığı için bu sorunun cevabına da ulaşamayacağım maalesef. Her neyse…
Piraye‘yle birlikte adeta üniversite kazanıyoruz, diş hekimliği okuyup; Piraye‘nin İstanbul‘danDiyarbakır‘a gelin gidişine şahit oluyoruz. Batı‘dan Doğu‘ya göçün etkilerini bedenimizden bir süre sonra söküp atıyoruz, hatta bunca sene varlığını sürdürmüş olanDiyarbakır geleneklerini dahi kanıksıyoruz. Fakat tek bir geleneğe tahammül edemiyoruz; istenilen erkek çocuk uğruna var olan düzene 3. kişinin kuma sıfatıyla tekabül etmesine.
Kitabın dizelerinde kaybolurken empati yeteneğimizi de yanımıza almamız sayesinde yaşamadan tecrübe edinmemiz olası; o denli gerçekçi bir romandan bahsediyoruz. su gibi akıp gidiyor hikaye yani.
Yalnız pirayenin hamile klaması ve bunu kendine gizli tutması ve istanbula döndükten sonra kendi başına yaşam kurması biraz romansı geldi.Hiç mi arkadaşı yoktu dedirtiyor.
Şu yaz günlerinde sade ve içinize akna bir roman okumak istiyorsanız PİRAYE tam size göre derim.