E-Dergi

Dürüst olmam gerekirse fazla etkilenmediğim bir yapıt. Sonlara doğru iyice sıkmaya başladı ve bir an önce bitirip kurtulmak istedim. Kitabımızın kahramanı Aleksey'in zorlu çocukluk yıllarının anlatıldığı ve neredeyse tüm kahramanlardan ayrı ayrı nefret etmenize neden olan ilginç bir kitap ile karşı karşıya kaldım. Yazarımız bu kitabında kahramanların eksi yönleri üzerinde fazlasıyla durmuş, artı yönlerini kesinlikle unutmuş :)

Yazarın iç dünyasını anlatan, yerleşik düzeni sorguladığı farklı bir kitap. Okunması gerektiğini düşünüyorum.

Beyaz diş ile bire bir aynı kitap aynı kurgu aynı şeyler. Beyaz diş kitabını severek okumuştum beni hiç sıkmadığını da söyleyebilirim fakat aynı türden bir kitaba daha ne gerek var diyesi geliyor insanın. Bitirene kadar sıkıntıdan çatladım.

Ölüm anına hiç bu gözle bakmamıştım, bunu tüm çıplaklığıyla gözler önüne serdiği için Hugo'yu ne kadar takdir etsek azdır. İdamın ne kadar gereksiz ve amaçsız bir cezalandırma yöntemi olduğunu bir kez daha anladım. Ve önsözdeki o satırlar beni fazlasıyla etkiledi;

- 'Gardiyanların yeterli olduğu yerde cellada gerek yoktur.'

Hoş ve akıcı bir kitap. Jack London'un okuduğum ilk romanı ve pişman olmadığımı rahatlıkla söyleyebilirim. Yalnız başlarda Bill ölüyordu da Henry'e ne oldu bi türlü bulamadım aralarda kaynadı gitti sanırım :)