E-Dergi

Kitabı okurken soğuktan donan kahramanlarımızla beraber donuyorsunuz adeta. Her satırda içinizi bir sızı ve buruk acı kaplıyor. Mutlaka okunması gereken bir roman.

Kitabın edebi yönüne diyecek bieşy yok sürükleyici tarihi bir roman ama kitabın edebi olmayan yönüne değinirsek bu yazarın diğer kitaplarında da belli ettiği bir Türk kompleksi var. Bu kitabında da Osmanlı devletini yerden yere vurmuş sanırsınız 1600 lü yıllarda dünyaya hükmeden bir devlet adeta rüşvetle,zorbalıkla ayakta duruyor.
Diğer eleştirime gelince kitapta bir çok konu muallakta kalmış Hatim'in akıbeti belli değil, Marta'nın gerçekten de hamile mi değil mi olduğu belli değil, Marta'nın Sakız adasında kalma sebebi halen sır, Yüzüncü Ad kitabında neler yazdığını bir türlü öğrenemiyorsunuz.

Kitabı edebi yönden incelersek dili çok akıcı, anlatım gayet güzel; toplumsal yönden incelersek mizahi yönü ağır bastığı için ciddiyetini biraz kaybetmiş. Ama gene de etkeilenemdim desem yalan olur erkeklerin yıllarca bilinçaltında olup da açığa çıkaramadığı eşyleri ifade etmiş Sinan Akyüz. Mutlaak okunması gerek demiyoruma ama gene de okumakda fayda var.

Mustafa Armağan gene bazı kesimlere tarih dersi vermiş ama ben gene de Mustafa Armağan'ın tarih konusunda objektif olduğuna inanmıyorum Mustafa Armağan'a göre dünyada tek kusursuz devlet Osmanlı Devleti en büyük hükümdar 2.Abdülhamit Han ve en büyük din alimi de Said Nursi ne çelişkidir ki Said Nursi 2.Abdülhamithan'ın muahliflerinden birisi idi bu çelişkiyi ört bas etmek için çok çabalıyor malesef...

Bu kitabı okuyunca anlıyorsunuzki bize tarihimizi yanlış öğretmişler ve sonuç olarak şunu anlıyorsunuz ki dünyanın bugüne kadar kaybettiği en büyük değer Osmanlı imiş.