Toplam yorum: 3.083.740
Bu ayki yorum: 3.422

E-Dergi

selçuki Tarafından Yapılan Yorumlar

12.05.2012

Popper sosyal bilimlerdeki pozitif bilimlerin imkanını sorguluyor. Kitabı dört bölüme ayırmış: tabiatçılık aleyhtarı ve taraftarı tarihselciliği özetledikten sonra bunlara dönük eleştirel görüşlerini içeren birer de başlık açmış. Temel olarak II. Dünya savaşı dönemindeki otoriter devletlerin toplum mühendisliği ve sosyal bilimleri bu amaç doğrultusunda kullanmaları bu kitabın hazırlanmasında itici güç olmuştur. Açık Toplum ve Düşmanları ile birlikte okunması gereken bir başyapıttır. Ayrıca İlahiyatta tarihselci yaklaşımlarıyla bilinen Ankara Okulu'nun fikriyatına giriş için bir ön okuma olarak kabul edilebilir.
31.03.2012

Siyasilerin dilinde neredeyse bir deyime dönüşmüş ve bir dönemi anlatma kudretine sahip onlarca deyim titizlikte toplanıp bir araya getirilmiş. Sözlük okunur mu demeyin. Bu sözlük baştan sona okunuyor ve 20. yüzyılı siyasilerin meşhur sözleri üzerinden bir daha görüyorsunuz. "Asmayalım da besleyelim mi?", "Allende bülende", "kadayıfın altı", " Hülle Partisi", "cici demokrasi" gibi daha çok eski kuşağın malumu olan deyimleri keyifle okuyorsunuz.
31.03.2012

Necip Fazıl o polemikçi keskin kalemi bu sefer muhafazakar şairler için sivriltmiş. Mehmet Akif'i Yahya Kemal'i bu eserde fena hırpalıyor. Mesela Akif için şöyle diyor: "M. Akif müspet bir Tevfik Fikret'ten başka bir şey değildir. Doğru yolun kifayetsiz mütefekkiri" Keyifle okunası bir yapıt.
31.03.2012

Oğuz Atay tam bir "Oyun" kuramcısıdır. Bütün romanlarındaki "oyun" başroldedir. Zaten günlüklerinde de en çok etkilendiği kitaplardan biri olarak Hayat Denen Oyun'u zikrediyor. Oyunlarla Yaşayanlar'ı ise doğrudan bu meseleye ayırmış ve bir tiyatro sahnesinde misiniz yoksa ortada gerçek bir öykü mü bilemiyorsunuz. Gerçek ve kurmaca iç içe geçmiş. Bu kısa ama vurucu eser Huizinga'nın Homo Ludens adlı hayattaki bütün ciddi işleri (hukuk, şiir, tarih vs.) oyundan ortaya çıktığı anlatan kitabıyla birlikte okunmalıdır.
30.03.2012

Türk modernleşmesini daha çok siyasal gelişmeler üzerinden okumaya alışmışızdır. Şerif Mardin'den Bernard Lewis'e pek çok araştırmacı bize hep 19.yüzyıldan 20. yüzyıla geçişi siyasi çerçevede sundular. Çağlar Keyder ise iktisadi açıdan değişimi ve ortaya çıkan toplumsal tabakaları inceliyor. Kitap bu yönüyle farklılık arzediyor.