Toplam yorum: 3.081.289
Bu ayki yorum: 967

E-Dergi

bilgisatan Tarafından Yapılan Yorumlar

18.05.2007

Merhaba. Kitabın yazarı 1950’den günümüzde meydana gelen olayların tespitini yapıyor ve bunu belgelerle ortaya koyuyor. Kendisinin aynı zamanda bir ABD istihbarat subayı olduğu unutulmamalı. Kitapta çok önemli tespitler bulunmakta ve okunmaya değer bir kitap.

Bu tespitlere örnek vermek gerekirse;
1- “Başkan Harry Truman haklılar arasında yer alırdı, çünkü; Ortadoğu’da coğrafi ve stratejik açıdan önemli olan ve petrol yataklarının bulunduğu bir bölgede Siyonist bir entrika merkezi kurulmasının Amerikan çıkarlarını zedeleyeceğini öngören zamanın Savunma Bakanlığı’nın uyarılarına karşın, 1948’de İsrail devletinin bağımsızlığını elde etmesine yardım etti. İsrail’in Araplara boyun eğdirmesine ve geri çekilmelerini sağlamasına resmen yardım ettiği, İsrail’e krediler verdiği ABD ceza yasasına aykırı olarak, Amerikan vatandaşlarını, İsrail’in bize dost milletlere savaş açmasına yardım etmek için milyonlarca dolar göndermeye teşvik ettiği için, bir anlamda bugünkü ABD hükümeti de seçilmişler arasında olacak. Çünkü bizim hükümetimiz de Siyonist Ütopya düzenindeki “haklı” kavramını yavaş yavaş benimsemeye başladı” Bugün bilinmektedir ki; ABD kongresi, İsrail’in karşı çıktığı hiçbir maddeyi onaylamamakta ve hatta tartışmamaktadır.

2- “Yahudi yazarlar eskiden beri Birleşmiş Milletler fikrinin bir Yahudi icadı olduğunu iddia etmişlerdir ve kanıtlar da bu iddiaları doğrular niteliktedir. İsrail Başbakanı Ben Gurion Time dergisi muhabirine yaptığı açıklamada (bkz. Time, 16 Ağustos 1948), “Birleşmiş Milletler idealinin Yahudi ideali olduğunu düşünüyorum” demiştir.

Kitabı okumanızı öneriyorum.
16.05.2007

Merhaba. Yine çok ilgi çekici, farklı bir bakış açısıyla yaklaşılmış ve yapılan analizler üzerinde düşündüren bir kitap. Özellikle Sovyetlerin dağılması ve son dönemde Türkiye'de yaşanan olaylara yapılan analizler dikkat çekici. Sizleri yazarın bu dikkat çekici analizlerini okumaya önemle davet ediyorum. Hoşçakalın.
14.05.2007

Merhaba. Bu kitabın ne anlatmak istediğini yine kitabın kendi içerisindeki şu bilgilerle özetleyebiliriz. "Sonuç olarak bir ekonomik mücadele, dinsel bir mücadele haline dönüştü. Dinsel mücadele haline dönüşünce, Amerika Birleşik Devletleri şunu düşünüyor olmalı, nasıl geçmişte İslam'da komünizme karşı dinsizlik ileri sürüldü, onun iddiaları bu şekilde çürütüldü. Bu sefer de din adına diyorlar ki, sizin dininizde husumet var. Çatışmayı din esasına göre tertipliyorlar. Bunun sonucu olarka da dünya üzerinde bu bölgede, mesela Amerika Birleşik Devletleri Büyük ortadoğu Projesi'ni uygularken, buradaki dinsel ve etnik çatışmaları mutlaka tahrik edecektir, bunu göreceğiz. Ve çatışma mutlaka görünüm itibariyle dinsel planda olacaktır." Yukarıdaki açıklamalar tamamıyla bu projenin asıl amacını ortaya koyuyor demektir. Hoşçakalın.
12.05.2007

Merhaba. Yazar kitabı sanki enver paşa'yı temize çıkarmak ya da ona hayranlığını belirtmek için yazmış. Bir kere kitap 229 sayfa ve sadece 170. sayfadan itibaren kafkas cephesine geçiyor ve sarıkamış harekatını anlatıyor. Kitap oldukça fazla osmanlıca kelime içeriyor ve yayıma hazırlayan günümüz türkçesine çevirmeden (bazı kelimelerin parantez içinde türkçesini de vermiş ama yeterli değil) olduğu gibi almış. Yanınızda bir osmanlıca-türkçe sözlük bulundurmanızı tavsiye ederim. Kitapta enver paşa'nın hayatına da değinilmiş. Olumlu ve olumsuz yönlerine işaret ediliyor. Kitabın sonu geldiğince okuyucuda şu anlam bırakılıyor: Şimdiye kadar hep yanlış tanımışız enver paşa'yı ya da tanıtmışlar. Eğer enver paşa'nın verdiği emirleri kolordu kumandanları uygulasaydı zafer bizim olurdu ve rusları kafkaslara kadar kovalardık. İster öyle ister böyle. Gerçek olan şu ki eğer enver paşa gerçekten vatanını ve askerini düşünseydi orada askeriyle birlikte son ana kadar savaşırdı ve şehit olurdu. Ancak kendisi İstanbul'a dönmeyi tercih etmiştir. Kitabın içinden enver paşa'ya ait sadaret'e gönderdiği telgrafı okursak daha iyi anlarız. Sadarete gönderdiği telgraf "Ruslar'a karşı başlanmış olan harekat, Rus ordusunun kat'i mağlubiyeti ile neticelenmedi ise de, düşmanı, hudud haricine çıkarmaya ve düşman arazisinin bir kısmını istilaya ve hasım ordusunun iyiden iyiye sarsılmasına imkan verdi. On beş gün devam eden mütemadi taaruzi muhaberat neticesinde yorulmuş olan orduyu dinlendirmek ve hem de, ileri harekatı için hazırlanmakla iştigal edilecektir. Ben de, ordunun kumandasını Hafız Hakkı Paşa'ya tevdian İSTANBUL'A HAREKAT EDİYORUM. Mamafih, bütün bu hususatın VE HAREKETİMİN MAHREM TUTULMASINI İSTİRHAM EDERİM." Yine askere de "Enver cepheden ayrılırken, orduya neşrettiği beyannamede, zabitan ve eratın kahramanlıklarını medhetmiş; Halife-iMüslim'in ve milletin takdirlerini bildirmiş; muvaffakiyetler dilemiştir" şimdi bu doğru yapılan bir şey midir? Ben İstanbul'a gidiyorum da ne demektir. Oraya 90 bin insanı yığ ve ruslara ve soğuğa bırak git. Böyle komutan olunur mu? Artık takdir siz okuyucuların. Orada şehit olan tüm insanlarımızın ruhları şad olsun ve Allah bir daha böyle hırslı, işini bilmeyen insanların eline ordumuzu teslim etmesin. Hoşçakalın.
30.04.2007

Merhaba, kitap hakkında bilgi için yine kitabın kendisine başvuralım ve bakalım ne diyor bu kitap:
"Dünya Kafe konuşmaları özellikle şu amaçlar için ve şu koşullarda yararlıdır:
1- Bilgi paylaşılması, yenilikçi düşünceyi uyarmak, topluluk oluşturmak ve gerçek yaşam konuları ve soruları çerçevesinde olasılıkları irdelemek.
2. Önemli zorluklara ve fırsatlara dair kapsamlı bir araştırma yapılması.
3. İlk kez gerçek konuşma için buluşan insanları bir araya getirmek.
4. Mevcut bir grupta sonuçlara yönelik karşılıklı mülkiyeti ve ilişkileriderinleştirmek.
5. Bir konuşmacı ile dinleyiciler arasında anlamlı bir etkileşim yaratmak.
Kitabın içeriği özetle bunları anlatıyor. Tabiki farklı kişi ve kurumların anlatılarıyla. Hoşçakalın.